Winning eleven 9 Ä°ncelemesi

CD Oyun dergisinin ekim sayısında yayınlanan ve çok hoşuma giden WE 9 incelemesinden bazı bölümleri sizinle paylaşmak istedim.Yazının tamamını okumak isteyenler paralarına kıyıp bu sayıyı alsın.Gerçekten güzel yazılar var dergide

Winning Eleven 9

Yurdum insanının pek sevdiği futbol oyun serisi olan WE’ın en son,yani 9. versiyonu ile karşınızdayım arkadaşlar.Evet demin ne demiştik”yurdum insanının sevdiği” demiştik.Winning eleven’ı seven yurdum insanının yarısını bu oyunu hakikaten güzel bulduğu için sevenler oluşturuyorsa,geri kalan yarısını da”Fifa’ya çamur atayım,popüleri çamurlayayım,bir yerlere geleyim,cool olayım” çabasındaki,cool olduğunu zanneden ama koyun sürüsündeki koyundan farkı olmayan hıyarlar oluşturuyor.Ben siz CD Oyun okuyucularının bu hıyarlardan biri olmadığınızı bilerek yazıma devam ediyorum.

Konami firması senelerdir Fifa ile futbol konusunda aşık atmakta ancak bence Fifa kadar iyi futbol oyunu yapamamaktadır.Evet,ilk düzine küfürleri bu noktada yemiş oldum.Ehehuh.Devam ediyorum.Winning Eleven serisi,özellikle 7. oyundan sonra bir şeye benzeyen bir oyun halini almıştır.Sekizinci oyun da gayet güzel olmuş.Gelin görünki bu oyunun Fifa 06 ile aşık atacağını hiç zannetmiyorum.Fifa 06 bu oyun ezip geçiyor o da ayrı mesele.

Şimdi Winning Eleven 9,Amerika’da 2006 yılında çıkacak,amcak hem PSP hem de Ps 2 versiyonu Japonya’da çıktı.Ben de bu yüzden sizler için Japonya’daki arkadaşım “Heecha Cımadan Takarama” dan bu oyunu bana yollamasını istedim.Her neyse şimdi oyun Japonya’dan geldiği için beni neyin beklediğinden haberim yoktu.Tabi insan biraz düşündükden sonra “anaaaa oyun Japonca olur lan” kanısına varıyor,zira öyle de oldu.Oyunu takar takmaz ekranda bir şeyler yazdı,”aha dedim PS 2 bozuldu.”Sonra bir şeylere bastım ve Winning Eleven 9’un ana ekranına ulaşabildim.Ana ekrana amcamlar bu sene bir adet(benim tanımadığım)futbolcu ve bir de teknik adam koymuşlar.Sağdakinin teknik adam olduğunu tahmin ediyorum,aslında onu da tanımıyorum ama muhtemelen teknik adamdır.Tutp da Japonya’daki “Şen Aile Kasabı Nakaratu’yu”koyacak halleri yoktu…
Oyunun menü seçeneklerini(sadece ana menüdekileri)neyse ki İngilizce yapmışlar ki bir şeyler anlayabildim.Zaten Winning Eleven’ın menülerinde veya içeriğinde pek de bir olay yoktur.İşte oyun gerçekçidir,top daha bir hevesle döner böyle,değişik pozisyonlar olur maç esnasında oynayanlar “anaaaaaa ne gerçekçi la!” derler.Winning Eleven’ın olayı budur,o yüzden de bence çok ruhsuz bir oyundur.Yani menülerde filan insan kesinlikle gaza gelmez.
Gaz olayı aslında oyunun açılış filminde verilir.Son birkaç senedir Konami iyi açılış filmleri koyuyor WE serilerine.Bu seneki de güzel olmuş,yine formaların hareketi olayına falan özen göstermişler.Bunun sebebini ben de bilemiyorum ama çok dalgalı forma yapıyorlar adamlar.Yapma da diyemiyorsun heriflere.Bu arada açılış filminde yine artistik hareketler görüyoruz ve canımız hemen topu kapıp dışarı çıkarak bu harekeltleri yapmak istiyor.

Winning Eleven her sene olduğu gibi grafik konusunda Fifa’nın 3-4 sene gerisinden geliyor.Abi herifler bu grafik olayını nasıl beceremiyorlar ben de onu anlayamıyorum yahu.Bir kere maç başlarken dikkat edin,kamera sahayı çekerken her açıdan mutlaka ama mutlaka lens flare oluyor.Ulan tamam lens flare entresan bir görsel efekt,hepimiz zamanında Photoshop’da resimlere lens flare ekleyip”ehuehueh ne güzel” diyerekten mesut olduk.Ama bu işin bu kadar da suyu çıkartılmazki be bilader.Her açıdan lens flare olmaz kardeşim.Neyse grafiklerden devam edelim,oyuncuların suratları her zaman olduğu gibi,”amcaların oğluna benziyor” kalitesinde.Yani futbolculara bakıp anca böyle bir takım özelliklerinden”aaa Rüştü lan bu” falan diyebiliyorsunuz.Rüştü’nün forması değişik olduğu için onun Rüştü olduğunu anladım mesela.Ehuhe.Şaka bir yana Fifa’ya oranla modellemeler yine vasat olmuş.
Gelişmeler için bizi facebookta takip edin.