Bionic Commando Ä°ncelemesi
PCLabs sitesinden Mustafa Macid Beyhan'ın yazdığı inceleme yazısıdır
Yeni nesil için sadece bir oyun olabilir, bu gruba ben de dahilim. Ancak Bionic Commando, eski oyuncular için çok şey ifade ediyor ve CAPCOM anıları tekrar canlandırmak niyetinde. Bionic Commando, konsollardan sonra şimdi de PC’de, hem de geçen yıl çıkan oyunun aksine yeni nesil grafikler ve 3B ile…
Yeni Nesil Komando
Oyunu açtığımız ilk anda, biyonik kol ile tanışıyoruz, kendisi menünün tasarımında başrol oynuyor. Oldukça sade ve güzel ana menü hazırlamış yapımcılar, karmaşık ve korkutucu olmanın aksine gayet basit. Elimizdeki hikaye de sade yapıya sahip, zamanında terörist guruplara karşı savaşan biyonik kolun sahibi Nathan Spencer, kahraman ilan edilir. Dünya değiştikçe biyonik komandolara karşı alınan tavır da değişir, birçoğu öldürülür, bir kısmı kaçar, geriye sadece Spencer kalır. İnsanlık yeniden tehlike altında kalınca, Spencer göreve çağırılır, onunla birlikte biz de…
Macera burada başlıyor, harika bir giriş videosundan sonra hazırlık bölümünü oynuyor, biyonik kola kavuştuktan sonra ‘Tutorial’ kısmına geçiyoruz. Karakterimizin yeteneklerini, neler yapabildiğini ve nasıl yapıldığını öğrendikten sonra uygulamaya geçiyoruz. Oyun konsoldan port edildiği için, tuşları öğrenmek ve onlara alışmak biraz zaman alacak.
Spencer, biyonik kolunun yardımıyla birçok hareket yapabiliyor, etraftaki direklere asılabiliyor, oradan oraya fırlayabiliyor, tıpkı eski BC gibi. Çevrede bulunan nesneleri düşmanlara fırlatabiliyor, sahip olduğu kanca ile onlara yapışabiliyor ve yüksekten atlayarak düştüğü yerde bir sarsıntı oluşturabiliyor. Biyonik kolun yanı sıra, silahlara sahip olan Spencer, oynanabilirlikte birçok kolaylık sağlıyor. Dinlen ve iyileş sistemine rağmen, kahramanımız birkaç mermi ile kolayca ölüyor, bu nedenle olabildiğince hızlı olmalı ve biyonik kolu en akıllı şekilde kullanmalısınız. Bir de su ile pek arası iyi değil eski dostumuzun, her şeyi yapabiliyor ama, yüzme bilmiyor, suya girince felç geçiriyor.
Yapımcılar BC’nin ana özelliklerine bağlı kalmışlar, ufak tefek yeniliklerle farklılık oluşturmaya çalışmışlar. Görev alma ve ilerleyiş mantığında hiçbir değişiklik yok, harita üzerinde bulunan sarı noktalara giderek buradaki düşmanları ve ‘Relay’ istasyonlarını etkisiz hale getiriyoruz. Yeşil noktalar da ‘checkpoint’leri belirtiyor, otomatik kayıt sistemi de burada devreye giriyor, ayrıca istasyonlarda da kayıt yapılabiliyor. Asıl amaç ‘Relay’ istasyonlarını ve düşman askerlerini yok etmek olsa da, oyunun kalbi Spencer’ın biyonik kolunda atıyor. Güçlü kanca sayesinde platformlara, duvarlara ve direklere asılmak oyunun en çekici yanı.
Yeni Nesil Görseller
Ascension şehri, güçlü bir bomba ile darmadağın edilmiş kent, çevrede ne bir insan var, ne de bir hareket. Kısacası yaşam belirtisine dair hiçbir şey yok burada, sadece askerler, mayınlar, robotlar ve uçaklar. Hayalet şehrin sessizliğini, Spencer’ın biyonik kolu bozuyor ve kısa bir çarpışmadan sonra, tekrar sessizlik. Yıkık ve harabe şehir, öyle güzel yansıtılmış ki oyuna, kendinizi yalnız hissediyorsunuz. Hasar görmüş binalar ve yollar, kırık dökük köprüler, ayakta zor duran elektrik direkleri ve bunun gibi cansız dostlar edinmek zorundasınız kendinize.
Bu büyük harabe kentin, oyuncuya sonuna kadar özgürlük sunmasını beklemek en doğal hakkımız. Ancak yapımcılar bu konuda pek duyarlı davranmamışlar. Haritadaki istasyonlardan ve kontrol noktalarından saparsak radyasyona maruz kalıyor kontrol ettiğimiz karakter. Belli yollar üzerinden ilerlememiz lazım, bazen iki farklı seçenek konuluyor önünüze, ya düşman askerlerinin arasından ilerlemek, ya da çatılardan dolaşıp gizli gizli yola devam etmek. Bunların dışında, oyun sizden hangi güzergahı izleminizi istiyorsa, onu takip etmeye mecbursunuz.
Bionic Commando’da karşınıza çıkacak olan düşman sayısı ve çeşidi fazla değil. Piyadelerden oluşan küçük guruplar, en çok göreceğiniz düşman askerleri oluyor. Bir de zayıf noktaları arkalarında bulunan robotlar var, onlar da kolay lokma. Polycraft’lar da uçan düşmanlarınız oluyor. Ve BC’nin vazgeçilmezi ‘Boss’ dövüşleri, oyunda çok fazla karşınıza çıkmasa da, zamanınızı en çok harcayacağınız bölümlerden biri. Yapay zekada göze batan bir eksik yok, düşman askerleri yaptığınız saldırılara karşı hemen tepki veriyor ve karşı saldırıya geçebiliyor. Ayrıca gurup halinde oldukları zaman tek başlarına hareket etmiyorlar ve birbirlerini koruyorlar.
Yeni nesil BC’nin en çok değişim yaşadığı bölüme gelelim; 2B’den 3B’ye terfi eden oyunun grafikleri genel anlamda kaliteli sayılır. Ascension şehrinin tasarımında bir sorun yok, ancak detayları tek tek incelediğimiz zaman, günümüz standartlarına hiç yakışmayan hatalarla yüzleşiyoruz. Nesnelerin belli bir mesafeden sonra yok oluşu, ‘anti-aliasing’ eksikliği ve çevre detaylarının baştan savma yapılması, BC’nin yeni haline leke bulaştırmış. Aynı şekilde çevre kaplamaları ve patlama efektlerini de başarılı bulmadım. Işık ve gölge efektleri ise gayet güzel görünüyor. Spencer başta olmak üzere oyundaki karakterlerin fizik modellemeleri, özenle hazırlanmış. Optimizasyon konusunda da geçer not alıyor BC, grafikler zaten sistemleri çok zorlayacak türde değil. Oyun esnasında 55 ‘fps’den aşağıya düşmedi değerler.
Yapımın ‘Single Player’ modundan çabuk sıkılmazsınız, olur ki sıkılırsanız çoklu oyuncu modu imdadınıza yetişir. Çekici özelliklere sahip değil bu bölüm, ancak biyonik kolu gerçek rakiplere karşı kullanmak, yapay zekaya karşı kullanmak kadar zevklidir en azından. Harita sayısının da yeterli olduğu düşünülünce, ‘multiplayer’ fikri çok da kötü gelmiyor kulağa.
Sonuç
Bionic Commando, içinde bol aksiyon barındıran bir yapım, ya da grafikleri oldukça kaliteli olan bir oyun değil. Senaryosunun da çok orijinal olduğunu söyleyemeyiz. Oyunu taşıyan en önemli unsur hala biyonik kol. 2B’den 3B’ye atılan adım bile bunun önüne geçemiyor. Günümüz koşullarında kaliteli yapımlar karşısında zorlanır BC, mesela Prototype bana göre çok daha başarılı bir yapım. Ancak yine de geçmişten gelen bir gücü var bu oyunun, özellikle eski oyuncular -eski BC’ciler için çok önemli bu durum. Yapımın daha geniş bir kitleye hitap etmesi için, kendini daha da geliştirmesi gerekiyor. CAPCOM ve Grin, vakit geçirebileceğiniz bir oyun yapmış, kaliteli müziklere sahip. Detaylara çok fazla takılmayanlardansanız eğlenceli dakikalar sizi bekliyor…
Gelişmeler için bizi facebookta takip edin.
0 yorum var :