Pentagram uzun süredir konser vermiyodu zaten.Özlemişler. Hallerinden belliydi. Bir Bir Bir! diye bağıran seyirciyi hissettiklerinde gözleri bi başka parlıyodu. Gaza getirişler yine aynı. Sahneye kesinlikle duruşlarıyla hakimler. Lordi gibi tiyatroya ihtiyaçları yok. O uzun saçlarının rüzgarda dalgalanışı bile beni gaza getirdi Pentagram'da. Uzun olsun diye uzatılan saçlar da değil. Bizimkinden güzel adamların saçları bu yaşta ya
Dark is the Sunlight'ı bu konserde daha bi sevdim. Alp'in ibo söylesin ısrarlarına rağmen o parçayı seviyorum!
Lordi'yi konsere gitmeden önce ayak üstü dinlemişliğim vardı zaten. Bi tanışıklık olsun diye yani. Öyle ezbere falan söyleyemem asla. Meşhur şarkılarını bile bilmem. Böyle sahne şovları beklemiyodum onlardan. Tiyatroya da dayalı şovlar yapmaları hoşuma gitse de işi iyice tiyatroya vurdu onlar. Şov dediğin parçanın içinde olmalı parça aralarında değil!
Bi ara solist gül yaprağı gibi bişey saçtı hani
Onu gitarcı yapsa çok hoşuma gidicekti. Tek elle gitar çalarken gül saçmak düşünsene
Yanımda metal düşmanı bi herifle gittim konsere.Dalga geçiyodu anıranlarla hep. Ama ciddi konuştuğunda mantıklı şeyler söylüyodu parçalar hakkında.Çilekeş hakkındaki yorumu da çok hoşuma girdi. Bi gece stüdyoya girsem, yarın sabaha bu albümün aynısını bende yaparım dedi.Bi düşündüm.Gerçekten de öyle müthiş parçaları yokmuş bunların. Hayranları değildim zaten.Ama Foça'dan sonra tiksindim onlardan.İki parçaları var benim için. Yetmiyor ve Kendimden Geriye. Gerisi kuru gürültü.
Fişak ne lan