Mayıs 14, 2024, 09:25:44 öö

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - _Leonardo_

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 10
31
Fifa 10 / Ynt: Ekran Kartı Güncelleme Resimli (Nvıdıa,İntel)
« : Şubat 08, 2011, 17:55:55 ös »
2010 da ekranda çim saha kötü güzküyor ise Çim saha Programı var tasiye ederim !...

32
Fifa 11 / Arkadaşlar Acil ..!
« : Şubat 08, 2011, 17:41:04 ös »
Arkadaşlar Fifa 2011 kullanıcısıyım ancak ekran 800*600 ken bunu en üste çıkardım sonrasında oyun yavaşlamaya başladı sisce bunun sebebi nedir ? !

33
Futbol ve Diğer Sporlar / HAFTANIN GÜNDEMİ BURADA...
« : Şubat 08, 2011, 12:28:38 ös »
Ligde 20. haftayı olaylarla geride bıraktık.. Genel görüntüyü panoramada yorumladık, haftanın futbolcusunu, olayını, en iyilerini seçtik.. İşte çarpıcı yorumlar eşliğinde haftanın panoraması..


Öncelikle G.Saray Teknik Direktörü Hagi’nin yaş gününü kutlamadığım ve unuttuğum için kendisinden özür dilerim.

Hoş bizim çocuklar, benim bu dalgınlığımı bana hiç çaktırmadan haber yapıp, zaten Hagi’yi ilk kutlayanlardan olmuşlar.

Koskoca takımın hocası maçtan sonra çıkıp, benim yaş günümü kutlamadılar diye basın toplantısında açıklama yapıyor.

Ayıptır yaaa.. Bu ne densizlik, bu ne vurdumduymazlık..

Milletin işi gücü yok, yemeyecekler içmeyecekler senin doğduğun günü kutlayacaklar.

Banane kardeşim senin doğduğun günden.

Hagi, benim bu dünyada gördüğüm en iyi üç futbolcudan birisiydi. Ama teknik adamlığı maalesef öyle değil. Uzun süreceğini de sanmıyorum.

Baksanıza adam çıkmış maçtan sonra, kişisel durumunu gündeme getiriyor. Ya Eskişehirspor attığı ikinci golden sonra bir de üçüncüyü bulsaydı ne olacaktı ? Sen kalacak mıydın bugün G.Saray’ın başında !..

Neyse Hagi’nin doğum gününden daha değerli bir Süper Lig var bu ülkede.


BURSASPOR-SİVASSPOR 2-1
Bursaspor çaktırmadan çaktırmadan yoluna devam ediyor. Yeşil-Beyazlı ekip son dakikalarda da olsa, galibiyet golünü bulup maçlarını üç puanla kapatmasını biliyor. Şayet bu durumları devam ederse, sezon sonunda büyük ihtimalle ipi göğüslerler. Ama dediğim gibi. Son dakikalarda attıklarını atmaya devam ederlerse!..

Çünkü son haftalarda oynadıkları maçları değerlendirdiğimde, Bursaspor’un öyle ahım şahım top oynamışlığı yok. Biraz şans, biraz da kazanma arzusu söz konusu. Hepsi o.

Ama derseniz ki, iyi futbol önemli değil, önemli olan kötü de oynansa kazanılan üç puan. Buna da katılırım.

BEŞİKTAŞ-KARABÜKSPOR 1-1
Beşiktaş’ı anlamak mümkün değil.. Bu kadar yıldızı NASA bile rüyasında görür esprisinden ne hale düştükleri ortada. Açıkçası Beşiktaş top oynamıyor. Daha doğrusu Schuster’in bu mantığıyla oynayamıyor. İşte Karabükspor maçı. Canlı gözle seyrettim. 10-15 milyon euroluk mütevazi bir takım, NASA’nın yıldızlarına sahaya dar etti.

Tamam.. Verilmeyen gol, hakemin işgüzarlığı. Eee peki sen takım olarak sadece verilmeyen bir tek bu gole mi muhtaçsın ?..
Eğer bunca harikulade transfer yapılıp senin eline verildiyse, bu ekibe gol attıracak oyunu da sen oynatacaksın Bay Schuster.. Ben değil..

Ayrıca maç sonrası yapılan tek taraflı isyan açıklamalarına, Karabükspor’un hakkının yendiği durumlarını da ekleseniz fena mı olurdu ?..

Sonuçta son 10-15 dakikası her Beşiktaş maçında olduğu gibi heyecan içinde geçti. Ama sadece heyecan !..

MANİSASPOR-FENERBAHÇE 1-3
Maç öncesi futbolu yakından takip eden birçok arkadaşım bu maçta çok gol olacağını ileri sürüp, karşılaşmayı da Fenerbahçe’nin kaybedeceğini söyledi.

Çok gol seçeneğinde kimse yanılmadı ama, Fenerbahçe’nin kaybetme olasılığı üzerinde ısrarla duranlar şah-mat oldu.

Deplasmanda kazanılan üç puan karşılığında oynanan futbol ya da bu Fenerbahçe’nin devamlılığı ne kadar sürecek ben de bilmiyorum. Her ne kadar zirve takipçiliğini bırakmasa da, Sarı-Lacivertliler’in oynadığı oyun benim karnımı doyurmuyor.

Sanki, her an infilak edecek gibi duruyorlar.

Yani, güven veren bir Fenerbahçe ortalarda yok artık..

Son sözüm ise Hikmet hocaya.. Deplasmanda büyük takımlara karşı yapmadığın numara yok. Peki ya kendi evinde ya da deplasmanda neden Fenerbahçe’ye karşı takımını ayakta tutamıyorsun ?. İşte bunu çok merak ediyorum.



GALATASARAY-ESKİŞEHİRSPOR 4-2
Galatasaray tarihinin en kötü günlerini yaşıyor. Yönetimde büyük sorunlar var. Keza takım içinde, hatta teknik direktörde de..

Galatasaray bu durumdan nasıl kurtulacak bilemiyorum ama, Eskişehirspor karşısında üç farkı yakaladıktan sonra direkten dönmek, onlar için büyük şanstı.

Galibiyetle kapattığı için fazla bir şey söylemek yakışık almaz ama, Bu Galatasaray, bu hoca ile karın doyurmaz. Bir hafta var, iki hafta yok. Yani bir ileri, iki geri misali..

Son sözüm Ümit Karan’a..

Frikikten golü atıyorsun. Anladık..

Galatasaray aşkıyla yanıp tutuştuğun için sevinmiyorsun. Onu da anladık..

Peki kardeşim golden sonraki surat pişmanlığı da ne ?.

Eğer eski takımına gol atmak bu kadar üzüyorsa seni, sözleşmene madde koyarsın, “Ben G.Saray maçlarında oynamayacağım..” diye..

Bu kadar basit.


TRABZONSPOR-ANTALYASPOR 0-0
İlk yarıyı kasıp kavuran bir Trabzonspor vardı. Şimdi ise, rakipleri karşısında alınan sonuçlarla kavurma olan bir başka takım.

Ne diyoruz sezon başından beri. Trabzonspor bu ligden, bu yarıştan koparsa kendi evinde kaybedeceği puanlarla kopar.

Eskişehirspor ardından Antalyaspor karşısında kaybedilen puanlara bir de, Fenerbahçe mağlubiyeti eklenince Bordo-Mavililer iyice çaptan düştü.
Maçta Trabzonspor’un mutlak hâkimiyeti varmış gibi görünse de, gelmeyen gol ve kaybedilen iki puan, Karadeniz ekibine büyük zarar verdi. Bu saatten sonra Trabzonspor’u zor günler bekliyor.

Çünkü ilk devre yakalanan ivme bir anda terse döndü.
Bekliyor muydun böyle bir durumu derseniz, açıkçası beklemiyordum. Sadece içerdeki maçlarda çok dikkatli olup, puan kaybetmemesi gerektiğini söylüyordum. Allah düşürmeye görsün. Ardı arkası gelmiyor valla..

Antalyaspor ise, aldığı bir puana sevinmeli. Her ne kadar yüzde yüzlük pozisyonlara girseler de, Trabzon deplasmanından çıkarılan bir puan, bence büyük başarıdır.

KAYSERİSPOR – ANKARAGÜCÜ 2-1
Hemen hemen herkesin Trabzonspor-Bursaspor-Fenerbahçe üçlüsünü konuştuğu zirve mücadelesine sessiz ve derinden iştirak ediyor Kayserispor.. Görevini layıkıyla yerine getiriyor, helal olsun !.. Devre arasında yaptığı isabetli transferlerin semeresini bu hafta Ankaragücü karşısında da almayı başardılar.

Teknik direktör Ümit Özat ile taraftarlar arasında yaşanan soğuk savaşın, tekme tokat kavgaya dönüştüğü Manisaspor maçının ardından morali alt üst olan Başkent ekibi, güçlü rakibi karşısında uzun süre önde götürdüğü maçı kaybederken, Kayserispor ise maçın son düdükle bittiğini bir kez daha kanıtladı. Bu galibiyet onlara ileride de çok şey katacak. Kimse Kayserispor’u hafife almasın, bu takım Şampiyonlar Ligi’ni arzuluyor. Rakiplerine benden söylemesi !.. Alternatifli kadrosuyla şampiyonluk yarışındaki şeytan üçgenini "kare as"a çevireceğini ve inatçı futboluyla asla pes etmeyeceğini gözler önüne serdi. Fenerbahçe ile deplasmanda verecekleri sınav her şeyi belirleyecek.

KONYASPOR-GAZİANTEPSPOR 0-2
Türkiye Kupası'nda Galatasaray'ı deviren Gaziantespor, ligin de en rahat takımlarından. Ev sahibi ise düşme potasından uzaklaşmak amacında, ancak paraşütsüz inişteler !.. 55. dakikada Zayatte'nin kırmızı kart görmesi maçın kırılma anı oldu, o dakikaya kadar sıkıcı bir maç izledik. Rakibin eksilmesiyle oyunu rakip yarı sahaya yıkan Kafkas’ın takımı gerekeni yaptı.

Maçın en çok üzüleni teknik direktör Ziya Doğan’dı. Ligin dibine yolculuğunu sürdüren Konyaspor'da taraftar - Ziya Doğan gerginliği had safhada. Nitekim Konya kamuoyuna 'kenetlenme' çağrısı yapan tecrübeli çalıştırıcının, tribünler tarafından istifaya davet edilmesi, yeşil beyazlı tribünlere yakışmadı.. Ziya hocanın maç sonrası verdiği röportajdaki morali ve ses tonu her şeyi açıklıyor. Huzursuz günler Konya’yı bekliyor..

KASIMPAŞA – İBB 1-3
Yılmaz Vural'ın ayrılmasından sonra Ziraat Türkiye Kupası'nda kıpırdanma gösteren ve akıllara 'Acaba düşmeyecekler mi ?' sorusunu getiren Kasımpaşa, hızla dibe demir attı.. Alt kümenin 1 numaralı adayı Kasımpaşa beklendiği gibi maça hızlı başladı, aradığı golü de erken buldu. Sonrası ise yine fısss…

Oyunun kalanında Gökhan Güleç'in hücum bölgesinde harcadığı toplar ile rakibe teslim oldular. Fener’den giden Gökhan Ünal iyice açıldı, açılmışken maçın kilidini de açtı. Gardı düşünce önce orta saha sonra tüm alanları İstanbul B.B.'ye teslim eden, aklından bir an olsun küme düşme korkusu çıkmayan Paşa, mağlubiyeti adeta istedi.. Bu özgüven eksikliği ile alt kümeye gitmemeleri mucize olur..

GENÇLERBİRLİĞİ – BUCASPOR 1-0
Düşme hattını yakından ilgilendiren maçta Gençlerbirliği ile Bucaspor kozlarını Ankara'da paylaştı. Başkent ekibi hafta içinde kupada yendiği rakibini ligde de devirdi. Buca için bu nasıl bir kabus bilemiyorum ama Gençler, Buca’yı her yerde yeniyor..

Gençlerbirliği 20 haftası geride kalan ligde henüz istikrarlı görüntü sergileyemedi. İyi futbolculardan kurulu bir takım olmalarına rağmen, ilerleyen haftalarda alt sıralardan kurtulma mücadelesi verecek gibi gözüküyorlar.

Bucaspor için ise çanlar çalıyor. Kasımpaşa galibiyetle umutlansalar da kadrodaki futbolcu sirkülasyonu nedeniyle uyumlu bir görüntü çizmekte zorlanıyor. Samet Aybaba hücum etkinliğini arttıramadığı takdirde Süper Lig'e veda edecek gibi duruyorlar.

-HAFTANIN PANORAMASI-

Haftanın Maçı
Beşiktaş - Karabükspor
Öyle bir maçtı ki, top bir o kalede bir diğer kalede gezdi.. Emenike Beşiktaş savunmasını dağıttı, skandal hakem hataları ile haftanın maçı unvanını aldı..

Haftanın Takımı
KDÇ. Karabükspor

Haftanın Futbolcusu
Emenike - KDÇ. Karabükspor


Haftanın "Kare As"ı
Emenike (KDÇ. Karabükspor)
Kazım (Galatasaray)
Miller (Bursaspor)
Alex (Fenerbahçe)

Haftanın Teknik Direktörü
Yücel İldiz (KDÇ. Karabükspor)

Haftanın Golü
Ümit Karan (Eskişehirspor)

Haftanın Olayı
Galatasaray teknik direktörü Georghe Hagi'nin, Eskişehirspor maçı sonrasında "doğum günümü kimse kutlamadı" açıklaması, haftanın olayıydı.

34
Futbol ve Diğer Sporlar / ''Hakemler hakikaten çete !..''
« : Şubat 08, 2011, 12:22:14 ös »
Eski Trabzonspor Başkanı Nuri Albayrak, bordo mavili takım ve Türk futbolu hakkında gündemi sarsacak açıklamalar yaptı..


Nuri Albayrak, Haberx'den Hülya Okur'un sorularını cecapladı:
Kongrede ibra edilmediği için sizin ve ekibinizin yaptığı harcamalar inceleme altında alınmıştı. Bu takıma başkan olurken tüm varlığınızı ortaya koymamışsınız gibi bir algı ortaya çıkmıştı.

İbra konusu yüzeysel bir olay. Orada insanlar neye el kaldırdıklarını bilmiyorlar. O da o günün şartlarında siyasi bir olaydı. Nasıl ki Nuri Albayrak’ı, Trabzonspor’un başında çekemediler aynı zihniyetle hareket ettiler. Benim siyasi zihniyetim belli. Benim karşımdaki insanların organize ettikleri bir olaydı ama sonra hepsi pişman oldular, benden özür dilediler, şuanda o siyasi leke onların üzerinde kalmıştır. Dernekler masası ve maliye geldi bütün hesaplarımızı inceledi, herhangi bir usulsüzlük olmadığını söyledi, onlara da o leke yeter.

“TRABZONSPOR’UN KASASINA EN FAZLA PARANIN GİRDİĞİ DÖNEM, NURİ ALBAYRAK DÖNEMİDİR”
Size gelen eleştiriler… Seçimden önce kongre üyelerinin sizi seçmeyeceği anlaşılınca seçimi ertelemek, sonra kulübün kıymetlerini nakde çevirip alacaklarını tahsil etmek, yeni gelecek yönetime de takıma takviye imkanı bırakmamak şeklinde…

Bakın Trabzonspor’un kasasına en fazla paranın girdiği dönem, Nuri Albayrak dönemidir. Bunu bütün Trabzon şehri biliyor, gerek sattığım futbolcular, gerek benzin istasyonu, gerekse diğer firmalarla yapmış olduğum sponsorluk anlaşmaları. Hatta dönemimde bitmesine rağmen Trabzonspor’un göğüs reklamları anlaşmasını yapmadım. Çünkü yönetim gidiyor, bizim şartlarımızı kabul edecek diye daha düşük şartları kabul eder ve gider diye düşünürlerdi. Trabzonspor’un istasyon projesinin ihalesini ben yapmamış olsaydım, o istasyona Opet’ten 12 milyon dolar para aldım. 4 milyon dolar işletici firmadan para aldım ve onlarla yapmış olduğum anlaşma sayesinde Trabzonspor’a yaklaşık 50 milyon dolar para girecekti, benden sonra yapmış olsaydılar o paranın yarısı Trabzonspor’un kasasına girerdi.

“TRABZONSPOR’UN GERÇEK BORCU, 200 TRİLYON’UN ÜZERİNDE”
Görevi 23 trilyon borçla devir aldım, bıraktığım zaman 39 trilyonla bıraktım. Sadece Gökdeniz’in satışıyla benden sonra gelen yönetici “Trabzonspor’un borcunu sıfırladık” diye beyanatlar verdiler. Oysa Trabzonspor’un şu anki borcu kamuoyundan saklanıyor, gerçek borcu: 200 trilyonun üzerinde. Trabzonspor’un bu borç yükünün altından çıkabilmesi için tek şartı, şampiyon olması. Olmadığı zaman biten kulüpler arasına katılır Malatyaspor gibi. Biz Trabzonspor’u yönetirken ben kendi şirketim gibi baktım. Millet şimdi öyle bakmıyor. Biz 30 trilyon borçla bıraktığımız zaman kıyamet kopuyordu, bizim derin Trabzonlular…Şimdi yönetimdeler onlar, geldiler ricada bulundular, Başkanlığı bırakacağım zaman, transfer yapma, borçlandırma diye. Ben zaten borçlandırmayı düşünmüyordum, sezonu ilk 4’te bitiriyor.

“TRABZONSPOR’U KURTARACAK TEK ŞEY, ŞAMPİYONLUK”
Trabzon’un şuanda ligteki durumu çok iyi, bizi kurtaracak tek bir şey var, şampiyonluk, onun için hiç sesimizi çıkartmıyoruz, şampiyon olsun da ekonomik sıkıntıları ne kadar hafifletiriz ona bakıyoruz.

Size gelen övgülere gelince… Bu kulüpten 4.5 milyonluk alacağınızı silip kulübe bağışladığınız, Marcelinho'nun parasını kendinizin ödediğiniz, aday olmayacağını açıklamasına rağmen kulübe trilyonlar vermeye devam ettiğiniz. Bir tek canınız mı kalmıştı acaba vermediğiniz?

Trabzonspor için her şeye layıktır. Camiada yanlış düşünenler var ama onlar bizi bağlamıyor, bizi gerçek Trabzonsporlular bağlıyor. Biz aşığız, sevdalıyız, aleyhte çalışanlar problem değil.

“TRABZON’DA PARA İLE SAHAYA ÇIKIP DA TARAFTARLARI ALEYHTE PROPAGANDA YAPTIRAN BİR EKİP VAR”
Transfer komitesinin beklenen adımları atmaması üzerine transferleri bizzat kendiniz yönettiniz, kulübün düzlüğe çıkması, insanların sizin değil kulübün etrafında birleşmesi adına, muhalefetle işbirliği yaptınız, kendi sahanızda yaptığınız maçların hasılatını şehit ailelerine bağışladınız…Yapmanız gerekenlerin sonuna geldiğiniz için mi Başkanlığı bıraktınız?
Yok ben özellikle şehirdeki fitne, fesat ve Trabzonspor’un başarıya ulaşmasını isteyen bir ekip var idi, o insanların seviyesini çok düşük olarak gördüm, ailemin bir kısmı devam etmemi istedi, bir kısmı istemedi, özellikle anam istemedi. Projelerimizi ortaya koyunca heyecanlandık başladık, sonuçta aile kararı ile başkanlığa devam edip etmeme konusunda onaylarına başvurdum, para ile sahaya çıkıp da taraftarları aleyhte propaganda yaptıran bir ekip var orada, baktım ki o insanların seviyesine seviyemizi çekip bu mücadeleye devam edecektiniz veya seviyeli insanlarla ama seviyeli insanlar da bu işe sahip çıkmıyor, Sporun içinde siyaset yok diyorlar ama en büyük siyaset, sporun içinde yapılıyor. Verdiğimiz sözleri yerine getirdik, misyonumuzu tamamladık.

“TRABZON GİBİ BİR TAKIMI İDARE ETMEK KOLAY DEĞİL. “
Sizin yanınızdaki isimlere gelince… Trabzonspor Başkan Yardımcısı Aydın Pişiren sizin yeniden Başkan olmanız için “yürüyüş düzenlenmeli” demişti. Onursal Başkan Mehmet Ali Yılmaz ise projelerinizi tamamlamanız adına yola devam etmeniz gerektiğini düşünenlerdendi. Basın sözcüsü Zeyyat Kafkas ise aday olmamak gibi bir lüksünüzün bulunmadığını ifade etmişti. Yine Başkan yardımcısı İbrahim Baturoğlu ise bir dönem daha bu görevi yürütmenizi, sizin ikna etmenizi değil, ikna edilmenizi savunmuştu. Sonunda ikna olmadınız…
Ben o seviyeyi gördükten sonra biz mutaassıp bir aileyiz. Düşünün o statta bulunan insan kadar insan çalıştırıyoruz. Futbol’da başarılı olursunuz, olamazsınız, top yuvarlak, bir sürü şeyleri yerine getiriyorsunuz, 32 parçadan oluşmuş o meşin, bir parçayı yerine koyamadığınız zaman top olmaktan çıkıyor ve havasını vermediğiniz zaman top olmaktan çıkıyor. Bunları bu şehirde meydana getirmek, bu basın, bu medya, bu yazar çizer size komplo düşünüyorlar, stattan seyirciyi sahaya atlatıyorlar, federasyon dahil olmak üzere sizin başarısız olmanız için her şeyi yapıyor. Haluk Ulusoy’un, Sivasspor Başkanı ve Teknik direktörünün yaptığı çirkeflikler hala gözümün önünden gitmiyor. Bir ‘3’ puan almak için adamlar her türlü yola başvurdular. Onlar için her yol mübah. O insanları da görünce “Bu iş buraya kadar" dedim. 2 sene, 26 ay az bir süre değil, Trabzon gibi bir takımı idare etmek kolay değil.

“BEN TRABZONSPOR’UN, ERSUN YANAL İLE DEVAM ETMESİNİ İSTERDİM.. TRABZON ŞEHRİ İÇİN ŞENOL GÜNEŞ BİR ŞANS”
Başkan iken gönlünüz, İspanya’nın Sevilla takımının teknik direktörü Juan de Ramos’tan yanaydı. Şu an Şenol Güneş, Trabzon için bir şans mıdır, şu anki yönetim bu şansı iyi kullanıyor mu?
Şu anda ben isterdim ki bu takım Ersun Yanal ile 4-5 yıl devam etsin. Ben dönemimde Ersun Yanal ile anlaşmıştım, gençleşen ve yeniliği takip eden fakat geçen sene yapılan teknik direktör değişikliği çok yerinde bir değişiklik olmadı, yönetim bocaladı. Trabzonspor’un tek çıkış yolu vardı, o da Şenol Güneş’ti. Tabi Trabzon şehri için Şenol Güneş bir şans. Kendini son yıllarda çok iyi yetiştirdi. Tam yönetimin gideceği anda Şenol Güneş’in gelmesiyle yönetimi de, şehri de, takımı da hepsini kurtardı. Ben onun için Şenol Güneş’ i destekliyorum. Başarısız olacağı dönemler olacaktır. Ama Şenol Güneş’e ve takıma sahip çıkmak lazım. Şu an tam zamanı yani.

"ÖZAL, TÜRK FUTBOLUNA ÇAĞ ATLATMIŞTIR"
6+2+2 yabancı transfer formülü doğru bir formül mü, biliyoruz ki siz yabancı sınırlamasından yanasınız. Diğerleri niçin sizin gibi düşünmüyor?
Türk futbolunun kalkınması için yabancı da şart, yabancısız olmuyor ama bugün inanılmaz paralar gidiyor yurtdışına. Bizim genç takımlar, ümit takımlar, ligten de paf takımları için A, B, C gibi üç dört takım var, oralara harcanan meblağaların inanın % 10’unu biz fiziki mekanlara ayıralım, Türkiye’nin çok genç bir nüfusu var, 8-9 yaşında bu çocukları adapte edelim ama onlara fiziki mekanları hazırlayalım. Türk futbolunun bugün burada olmasının en büyük etkenlerinden birisi kimdir diye sorsam kimse bilmez, Özal’dır. Türk futboluna çağ atlatan, Özal’dır. Özal iktidarı döneminde Türkiye’de çim sahaları yapılmaya başladı. Toprak sahadan adam çıkması mümkün değil, çünkü bu iş kondisyona dayalı bir iş, ne zaman ki çim sahalar yapılmaya başlandı, Türk futbolu başarılı olmaya başladı. Sağolsun Başbakanımız futbolculuktan gelme, Belediye başkancılığından gelme, her şeyi çok iyi biliyor ve yaşamış….

“UZUN VADELİ HESABIM, TRABZONSPOR’UN PAF TAKIMLARINA ÖNCELİK TANIMAKTI.”
1 milyar dolarlık Galatasaray kulübüne bir tesis yapıyor, oranın bugünkü değeri o değil, bunu yapabilen bir Başbakan nerede var? Hiçbir yerde yok. Bunları yaptıktan sonra Avrupa’daki oyunculara bu kadar büyük paraları vermeye gerek yok bence. Avrupa’ya gittiğiniz zaman zaten başarılı olamıyorsunuz. Bugün Fenerbahçe A Takımına 100 milyar dolar harcıyorsunuz. Peki paf takımına ne harcıyorsunuz? 1 milyon dolar. Böyle bir çelişki olmaz. 100 milyon dolar harcadığınız bu takımın, alt yapısına da bir 5 milyon dolar harcayın, bakın siz 5 sene sonra paf takımı ile A Takımı kurarsınız. Fakat çok tezcanlıyız, aceleceyiz, bir an önce olsun istiyoruz, uzun vadeli yatırım olursa Trabzonspor tarihinde öyle başarılı oldu. Şampiyonlukları yabancılarla değil yerlilerle yakaladı. Trabzon şehrinde 7 tane profesyonel takım var. Sadece Trabzonspor bu takımlara 5’er 100 bin dolar para verse 3,5 milyon dolar eder, her sene oradan futbolcu gelir ama fiziki mekanlarını ayarlayacaksın, beslenmesini de yaparsan olur…Trabzon’un yerel profesyonel takımlarına yardım en fazla benim dönemimde yapıldı. Akçaabatspor, Of spor, sürmene olsun….Şu anda bir kuruş yardım etmiyorlar. Yapın, oradan çıkacak futbolculardan siz istifade edin. Uzun vadeli hesaplarım da oydu. Trabzonspor takımının paf takımlarına öncelik tanımaktı.

“BİR TEK TRABZONSPOR’UN BAŞARISI, TRABZON’A YETMEZ”
Trabzonspor’u sporculardan dolayı kazanç noktasına taşımaya uğraştınız ama Trabzon’a gelecek yada ondan çıkacak futbolcular için biraz geri çekilim söz konusu. “enerji ve beyinlerdeki sinerjiyle başarılarına yepyeni halkalar ekleyecektir” diyorsunuz ama o ürkeklik transfer açısından mutlaka söz konusudur. Bu sinerji nasıl evreselleşir sizce?
Bir şehirde her noktada bütünlük olması gerekir. Basında, medyada, taraftarda, camiada…hepsi bir araya gelmesi gerekir. Planlı ve programlı olması lazım tabi. Siz şimdi tek Trabzonspor ile bunu başarırız diyorsanız, yanılırsınız. Ama oradaki amatör takımlara bile sahip çıkmanız lazım. Bu takımlara ve profesyonel takımlara sahip çıkarsanız bu işi yakalarsınız. Hem de çok ucuza yakalarsınız. Bugün Trabzonspor’un yıllık harcadığı bütçe 100 milyon dolarsa, buralara sahip çıkarak, bu işi 50 milyon dolara çıkarır.

“YEREL BASIN VE MEDYA FUTBOLCULARI ÇOK ŞİŞİRİYOR.”
Trabzonspor bir mantalite geliştirmiş, deplasmandaki başarısıyla "Bize her yer Trabzon" diyor ama dış sahada ilk lig yenilgisini aldı. Trabzonspor da da Fenerbahçe’de de bu var, sona doğru geldiklerinde şampiyonluğu elden kaçırma psikolojisi. Bunun bir araştırma konusu olması gerekmiyor mu?
Trabzonspor genç bir takım. En yaşlı futbolcusu, Serkan Balcı herhalde. Genç çocuklara bunun psikolojik olarak eğitimini vermek lazım. Çok kolay yerden ayaklanıp, havalanıyorlar. Bu havalanma sonuç itibariyle ikinci yarıya iyi başlayamamamıza neden oldu. Bir de bizim yerel basın ve medya çok fazla balonu şişiriyor. Şirince bu da etken. O çocuklar kendilerini her şeyin üzerinde zannediyorlar. Oysa sahada 11-11 oynanıyor, hepsinin de kondisyonu birbirine yakın, moral motivasyon, o haftayı iyi geçiren takımlar sahaya çıkıyor ve ipi göğüslüyor. Fener maçını izledim, geçen hafta birinciliğe oynayan Trabzonspor değil gibi geldi bana. Sonuçta çok kırılma noktalarında hakem de inanılmaz hatalar yaptı, ikinci gole baktım, gol öncesi faul var, faulü vermiyor, dönen top Trabzonspor’a gol oluyor, bu da oyunun kırılma noktası, orada kopuyor. Bu maçın kaderini hakem tayin etti yani.

“ŞAMPİYONU HAKEMLER BELİRLİYOR”
Adnan Polat da verdiği ifadede, “birinci ve ikinciyi hakemler belirleyecek” demiş zaten.
Belirliyorlar zaten. Ama geçen sene de belirlemeye çalıştılar, Allah’ın adaleti sonunda Bursaspor şampiyon oldu. İnşallah Allah’ın adaleti bu sefer tecelli eder de Trabzon şampiyon olur.

35
Futbol ve Diğer Sporlar / Trabzon uğurlu geliyor !..
« : Şubat 08, 2011, 12:21:21 ös »
A Milli Futbol Takımı, çarşamba günü Trabzon'da Güney Kore ile yapacağı özel maçla birlikte 479. karşılaşmasına çıkarken, Karadeniz'de yaptığı 3 maçı da kaybetmedi..


Türk Milli Takımı, 88 yıllık tarihinde, 251'i resmi, 227'si özel olmak üzere geride kalan toplam 478 maçta, 171 galibiyet, 112 beraberlik alırken, 195 kez de rakiplerine yenildi.

Ay-yıldızlı ekip, bu maçlarda toplam 619 gol atarken, kalesinde ise 722 gol gördü.

2011 yılında ilk maçına çıkacak Türkiye, son randevusunda, 17 Kasım 2010 tarihinde özel karşılaşmada Amsterdam'da Hollanda'ya 1-0 yenilmişti.

2012 Avrupa Şampiyonası elemelerinde son 2 maçında deplasmanlarda Almanya'ya 3-0, Azerbaycan'a 1-0 yenilen Türk Milli Takımı, böylece son 3 maçını da gol atamadan kaybetmiş oldu.

-TRABZON'DA 4. MİLLİ MAÇ-
Türk Milli Futbol Takımı, yarınki Güney Kore maçını oynayacağı Trabzon'da daha önce (A) milli takımlar seviyesinde 3 kez sahaya çıktı.

Milliler, Bulgaristan ve Gürcistan ile Hüseyin Avni Aker Stadı'nda yaptığı 2 özel maçı da kazanırken, 2006 Dünya Kupası elemelerinde Gürcistan ile berabere kaldı.

26 Ağustos 1992'de Bulgaristan ile yapılan maçı Hakan Şükür (2) ve Hami Mandıralı'nın golleriyle 3-2 kazanan ay-yıldızlı ekip, Gürcistan'ı da 21 Ağustos 2002'de Arif Erdem, Cihan Haspolatlı ve Nihat Kahveci'nin golleriyle 3-0 mağlup etti.

Türkiye, 4 Eylül 2004 tarihinde Gürcistan ile yaptığı Dünya Kupası Eleme Grubu maçında ise 1-1 berabere kalırken, tek golünü Fatih Tekke attı.

(A) milliler, yaklaşık 6,5 yıl sonra Trabzon Hüseyin Avni Aker Stadı'nda sahaya çıkacak.

36
Futbol ve Diğer Sporlar / "İmzalar 2000'i aştı !.."
« : Şubat 08, 2011, 12:20:13 ös »
Galatasaray'da yönetimden istifa eden ve başkanlığa adaylığını ilan eden Cemal Özgörkey, sarı kırmızılı kulübün başkanı Adnan Polat hakkında açıklamlarda bulundu ve mesaj gönderdi..




Galatasaray’da yönetimden istifa eden ve başkanlığa adaylığını ilan eden Cemal Özgörkey NTV Spor Radyo’ya konuştu. Bülent Yüksel’le Sportif Görüş programına katılan Özgörkey “Galatasaray’ımızın şu andaki görüntüsü olumsuz. Başkan son derece agresif yapı sergiliyor. Bu kavga hali, gerginlik ortamı 20 gündür sürüyor. Dışarıdan izliyoruz ve son derece rahatsızız. Galatasaray’ın üslubu değil” dedi.

Galatasaray eski başkanı Faruk Süren’in “Galatasaray başkanı nasıl olsun?” sorusuna verdiği “Ne aslan ne kuzu olsun. Beyefendi olsun” cevabına da değinen Cemal Özgörkey, “Yakın tarihimize baktığımızda rahmetli Canaydın dışında bütün başkanlarımız hayatta. Bunların ortaya koyduğu üslup vardır. Yaşam ve duruşları vardır. Galatasaraylı olarak bu duruştan feyz alırdık. Bugün gelinen noktada bu yapının erozyona uğradığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Biz biz olmaktan uzaklaştık
22 Kasım’daki istifasında da bu yapının etkili olduğunu dile getiren Cemal Özgörkey şöyle devam etti, “Bu yönetimin kongre üyelerini temsil etmekten uzaklaştığını gördüm. Geriye dönüp baktığımızda Galatasaraylılar’ın ruhunda, kafasında olan o Galatasaraylılık duruşu başkanlık duruşu değişmiş durumda. O kulübe bu kulübe benzedik tartışmalarına girmek istemiyorum; ama biz biz olmaktan uzaklaştık.”

Cemal Özgörkey “Mehmet Helvacı ve siz Başkan’la bu kadar farklı düşüncelere sahip olmanıza rağmen neden yönetime girdiniz?” sorusuna şöyle cevap verdi:
Danışmanlar manipüle edildi
“Geçen mart ayında bizim ikinci dönemimiz başlamak üzere seçime girdik. Yarım kalmış ve hala hedeflerimizde olan projelerimiz vardı. En üzerinde durduğum proje kurumsallaşma meselesiydi. Bu projenin üzerinde ilk 2 sene çalışmıştık ve bir yere bağlayamamıştık. Bu proje neticelenmeden bırakmak istemedik. Biz bunları konuştuğumuz dönemlerde kulübün içerisinde kurumsallık çalışmalarını yönlendiren danışmanlık hizlmetleri veren şirketler vardı. Bunlar yarı yolda bırakıldı. Daha sonra da danışmanların da manipüle edildiğini görünce istifa ettim.

Galatasaray Başkanı’nın her gün gazete, televizyon veya radyoda açıklama yapmasının Galatasaraylılar’ca doğru kabul edilmediğini belirten Cemal Özgörkey, “Adnan Polat’ın anlattıklarının her bireye tuhaf geldiğinin farkındayım. Ancak bir Galatasaray Başkanı’nın kendi şahsi görüşlerini her gün gazete ve televizyonlarda açıklama zorunda kalması kurumsallaşmaya uygun mu?” dedi.

İstifa etmemesi Mehmet Helvacı’nın kendi yöntemidir
Mehmet Helvacı’nın istifa etmemesini de değerlendiren Özgörkey, “İstifa ederken sayın Helvacı ile herhangi bir telkinimiz olmadı. Biz yöntemleri daha önce de kendi aramızda konuştuk. İstifa etme yöntemimin daha doğru olacağını savunarak istifa ettim. Helvacı da mücadele etmek için içeride kalmayı savundu. Galatasaray Lisesi’nden bir geçmişimiz vardır. Ama artık ikimiz de orta yaşta olan ve belli hayat görüşleri olan insanlarız. Herhalde Mehmet Helvacı kendi yönteminin doğru olduğunu düşünüyor ve devam ediyor. Benim yöntemim ise istifa. Günü ve zamanı geldiğinde doğru gördüm ve istifa ettim. Kongre üyeleri veya Galatasaraylılar hangi yöntemin doğruluğuna karar verecek. Sayın Helvacı’nın kendisi bir hukuk profesörü. Ben de iş adamıyım. Benim kendi yöntemlerim var, onun da kendi yöntemleri. Bunların hepsi tercih meselesi. Hepimiz en doğrusunu yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu Jargonlardan hoşlanmıyorum
22 Mart 2010′daki başkanlık seçiminde en çok oy alan üye olduğunun hatırlatılması ve Galatasaray başkanı Adnan Polat’ın “Galatasaray’da kendilerini ağır abi olarak adlandıran insanlar var. Derin Galatasaray deyimi ortaya çıktı” dediği kesimin desteğini alıp almadığının sorulması üzerine Cemal Özgörkey, “Ağır abi, derin Galatasaray jargonlarından hoşlanmıyorum. Bunlar bilinçli olarak Galatasaray’a sokulan kavramlar. Bizim 500 yıllık ananemiz var. Diğer yakıştırmalar, Galatasaray’ın duruşuna yakışmayan söylemler. Seçimlerde başkanlar aday oluyorlar. İki tane başkan adayımız vardı. Bizler onların listesindeydik. Diğer adaylar da Adnan Öztürk’ün listesinde seçime girdi. Orada herkes önemli ama önemli olan başkan adaylarıdır. Biz de verilen oylarla seçildik” dedi.

Polat’ın kazanmasının sebebi Galatasaray’ın teamülleri “İnan Kıraç gibi isimlerin destek vermesi durumunda Adnan Öztürk kazanır mıydı?” şeklindeki soruya ise Cemal Özgörkey, “Ben işin o tarafından bakmıyorum. Projeler bazında bakıyorum. Destekler kimden gelirse gelsin, her iki adayın veya kurumun ortaya koymuş olduğu projieler önemli. Bir ikincisi bana kalırsa mevcut yönetim veya Polat’a projelerini devam etme görevi verdiler. Galatasaray’ın teamüllerinden bir tanesi de başkana ikinci şansı vermektir. Sayın Polat’ın tarihsel bir avantajı da vardı. Polat’ın kazanmasının bir çok faktörü var. Şu veya bu kişi Adnan Polat’ı desteklemese kazanamazdı şeklindeki sözler çok basit geliyor. Galatasaray’da bir kişiye iki kez şans vermek Galatasaray’ın genlerinde var. O genleri Galatasaray’ın büyükleri koruyor” cevabını verdi.

Polat seçimdeki mesajı aldı ama...
Galatasaray başkanlık yarışında projelere de bakıldığının altını çizen Cemal Özgörkey, “Öyle veya böyle yola çıkılmış Galatasaray için önemli projeler vardı. Galatasaray stadı, şirket birleşmesi çok önemli projeydi. Bunların önemini belirtmek için Sayın Polat’ın ekibi tarihi oy aldı ama muhalefet de tarihi oy aldı. Seçim bittikten sonra, sayın Polat teşekkür konuşması yapmak için kürsüye geldi ve biz buradan ders çıkartacağız dedi. Muhalefetin bu kadar oy alması aslında yine Galatasaray genlerinde olan bir mesajdı. Polat çıkıp bu mesajı alacağız dedi; ama hayat devam ettiğinde o dersin alınmadığı ortaya çıktı. O ders hayata geçirilmedi. Netice itibariyle gerekli dersleri alacağı diyen kişiler bu söylemlerini rafa kaldırıyorlar demek ki. Buradan çıkarılacak mesajları çıkarmıyorlar ve bu da kurumsallıktan uzak bir durum” dedi.

İmza sayısı 2000’i aştı
Seçimden bu yana yaklaşık 10 ay geçtiğini hatırlatan Cemal Özgörkey, “Yönetimden 5 kişiyle yolların ayrılmasının bir anlamı olmalı. Şu anda 3 kişi de yönetim kurulundaki görevinden istifa etmiş ancak yine yönetimdeler. 3 kişiye üstelik “Onurlu bir şekilde istifa edin” denildi. Şimdi düşünün ki yeni başkanlık seçimine 13-14 ay var. Bu şekliyle yönetimin devam edeceğini zannetmiyorum” ifadelerini kullandı.

Genel kurula gidilmesi konusuna da değinen Cemal Özgörkey, “200-300 kişi bile toplanmaz denildi. Şu anda 2000 kişinin imzası var. Az bir süre kala ben adaylığımı açıkladım. Adnan Polat ve yönetim de genel kurul kararı alsınlar. Eğer projeleri hayata geçirmişlerse, başarılılarsa ve kabul görüyorlarsa genel kurul kararı alsınlar. Bunda neden bir sakınca görüyorlar ki. İmzalarda noter onayı olsun yada olmasın bu sayı da bir mesajdır. Daha ibra etmeme konusu var... Mali anlamda değil ama idari anlamda ibra etmeyeceklerin sayısı az değil. İbra etmemek tüzükte var. Bekleyip göreceğiz” şeklinde konuştu.

En çok oy alan yönetici bensem...
Cemal Özgörkey son olarak aday olduğunuzu söylüyorsunuz, ekibiniz mutlaka bir çalışma yapmıştır, genel kurulun ne kadarlık kısmı şahsınıza oy verir, camiadaki yerinizi nerede görüyorsunuz sorusuna ise ilginç ve iddialı bir yanıt verdi:
Adnan Polat’ın başkan olduğu son seçimde, en yüksek oyu alan yönetici bensem, bunun bir anlamı vardır herhalde..

37
Futbol ve Diğer Sporlar / Ya sakat olmasaydı..
« : Şubat 07, 2011, 13:55:46 ös »
Galatasaray'ın, sakatlığı sonrası gol yollarında büyük sıkıntı yaşadığı Çek golcüsü Milan Baros, bu sezon takımla Spor Toto Süper Lig, UEFA Avrupa Ligi ve Ziraat Türkiye Kupası'nda sadece 12 maça çıkmasına karşın hala en golcü isim olarak dikkat çekiyor.


Ziraat Türkiye Kupası'ndaki Gaziantepspor ve Spor Toto Süper Lig'de dün yapılan Eskişehirspor maçının ikinci yarılarında oyuna girerek sakatlığı sonrası yeniden forma giymeye başlayan Milan Baros, attığı kritik golle de takımına katkı sağlarken, golcülüğünü bir kez daha ispatladı.

Milan Baros, sarı-kırmızılı takımla ligde çıktığı 9 maçta 7 gol atarken, UEFA Avrupa Ligi'nde forma giydiği 2 maçta da 2 gol kaydetmişti. Çek futbolcu, Ziraat Türkiye Kupası'nda sadece Gaziantepspor maçının ikinci yarısında oynadı ve gol bulamadı.

Sarı-kırmızılı formayla bu sezon 9 golü bulunan Baros'u takımında Kewell 6, Servet ile Arda ise 4'er golle takip etti.

-BAROS'UN OYNADIĞI MAÇLAR VE GOLLERİ-
MAÇ ORGANİZASYON SÜRE (Dk.) GOL
Sivasspor (D) Süper Lig 18 0
Bursaspor Süper Lig 90 0
Eskişehirspor (D) Süper Lig 90 1
Gaziantepspor Süper Lig 90 0
Bucaspor (D) Süper Lig 90 0
İ.B.Belediyespor Süper Lig 72 3
Ankaragücü Süper Lig 85 2
Beşiktaş Süper Lig 19 0
Eskişehirspor Süper Lig 28 1
Gaziantepspor (D) Z.Türkiye Kupası 21 0
Karpaty Lviv UEFA Avrupa Ligi 55 2
Karpaty Lviv (D) UEFA Avrupa Ligi 90 0

38
Futbol ve Diğer Sporlar / 2011 Trabzon'a yaramadı..
« : Şubat 07, 2011, 13:53:58 ös »
Spor Toto Süper Lig'de, ilk yarının flaş takımı Trabzonspor, yeni yıla kötü başlangıç yaptı ve rakipleriyle açtığı puan farkını koruyamadı.



Ligin ilk yarısındaki 17 maçta 13 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet alarak 9 puan kaybeden bordo-mavililer, 2011 yılında Ankaragücü, Medical Park Antalyaspor beraberliği ve Fenerbahçe yenilgisiyle 3 maçta 7 puan yitirdi ve zirve yarışında yara aldı.

Ligin 11. haftasında Bursaspor'un 1 puan önüne geçerek liderliği eline alan bordo-mavililerin, rakibiyle 5'e kadar çıkardığı puan farkı 9 hafta sonra eşitlendi. Ligin ilk yarısını Fenerbahçe'nin 9 puan önünde bitiren Karadeniz ekibinin rakibiyle puan farkı da 2'ye kadar düştü.

Karadeniz ekibi, yeni yılda Beşiktaş'a da deplasmanda 2-1 kaybederek, Ziraat Türkiye Kupası'ndan da gruplardan çıkamayarak elendi.

-GÜNEŞ: ''YARIŞ YENİDEN BAŞLIYOR''-
Teknik direktör Şenol Güneş, ligin ikinci yarısında aldıkları sonuçlarla avantajlarını kaybettiklerini, ancak buna güvenerek yarışmadıklarını belirterek, ''Lig uzun bir yarış. Daha önümüzde 14 lig maçı var. Yarışa Bursaspor ile eşit başlıyoruz. Onların da şampiyonluk yarışı yaptığını herkese hatırlatayım. Yenilsek, Bursaspor lider olacaktı. Genelde hep konuşulurken Fenerbahçe'ye göre konuşuluyor. Lig yarışında bu 3 takım daha önde. Geriden Kayserispor'da geliyor, Beşiktaş'ta gelecektir'' dedi.

Kimin şampiyon olacağını, kimin Avrupa Kupaları'na gideceğini bilemeyeceklerini kaydeden Güneş, ''Bunu zaman gösterecek. Biz sahaya çıktığımızda yarıştaki yerimizden çok oynayacağımız futbol ve alacağımız sonuçlara odaklanıyoruz'' diye konuştu.

-2 ZORLU DEPLASMAN BAŞLIYOR-
Dün Medical Park Antalyaspor ile golsüz berabere kalan, Giray ve Cale gibi iki oyuncusu gördükleri sarı kartlarla cezalı duruma düşen bordo-mavililer, gelecek 2 haftada zorlu deplasmanlara gidecek.

Teknik direktör Güneş, Sivasspor ve Manisaspor deplasmanlarının zor geçeceğini belirterek, ''Ligde her maç zaten zor. Ama biz sahaya kazanmak için çıkacağız. Bu maçlardan istediğimizi almak istiyoruz'' ifadelerini kullandı.

-YENİ TRANSFERLER KAYIP-
Trabzonspor'da devre arasında kadroya katılan yeni transferler Medical Park Antalyaspor maçında da forma şansı bulamadılar. Piotr Brozek ve Mehmet Çakır 18 kişilik maç kadrosunda yer almazken, yedek kulübesinde oturtulan Pawel Brozek ise son 3 dakikada oyuna girdi.

Güneş, Piotr Brozek'in hasta olduğu için kadroya alınmadığını belirterek, ''Pawel iyi durumdaydı. Bu maçta onu oynatmaya çalıştık, ama ilk 11 de oynayan oyuncular gayet iyiydi. Pawel'i oyunun gidişine göre sokacaktım, ama Umut ve Burak maça asıldılar netice almak için. Her an bir gol gelebilir diye bekledim'' diye konuştu.

39
Futbol ve Diğer Sporlar / Kayserispor zirvenin peşinde !..
« : Şubat 07, 2011, 13:53:16 ös »
Ankaragücü galibiyeti ile zirvenin 5 puan gerisinde tutunan Kayserispor, Fenerbahçe'yi de yenerek zirveye bir adım daha yaklaşmanın hesabını yapıyor..



Devre arasında yaptığı transferlerle kadrosunu güçlendiren sarı kırmızılı ekip, ligin ikinci yarısında Büyükşehir Belediyespor ve Ankaragücü'nü yenip, Karabükspor ile berabere kalarak 3 maçta 7 puan topladı.

Ligin zirvesindeki Trabzonspor'un 5 puan gerisinde mücadelesini sürdüren Kayserispor, bu hafta zirve yarışındaki en önemli rakiplerinden Fenerbahçe ile karşı karşıya gelecek.

İlk devre kendi sahasında rakibini 2-0 yenen Kayserispor, aynı başarıyı deplasmanda da sürdürmeyi hedefliyor.

2008-2009 sezonunda Fenerbahçe'yi deplasmanda 4-1 yenen sarı kırmızılı ekip, son 4 sezonda 2 kez berabere kalıp 2 kez yendiği Fenerbahçe'ye karşı 4 mağlubiyet aldı.

Son 4 sezonda Fenerbançe filelerini 10 kez havalandıran Kayserispor, kendi kalesinde ise 14 gol gördü.

Teknik direktör Şota ve yeni transferleri ile son dönemde başarılı futbol sergileyen Kayserispor, Avrupa liglerinde oynayabilmek için ligde ilk sıralardan kopmamak için mücadele ediyor.

40
Galatasaray'ın 47 yıllık stadyumu Ali Sami Yen'deki koltukların tamamı sökülerek, Yataş tarafından üretilen ilave modülle GS Store mağazaları ile Yataş'ın dağıtım kanallarında satılacak..



Yataş'tan yapılan yazılı açıklamada, Ali Sami Yen'in geçtiğimiz günlerde yapılan ''şöhretler karması'' maçıyla Galatasaray camiasına veda ettiği hatırlatılarak, stadyum koltuklarının tamamının söküldükten sonra Yataş tarafından üretilen ilave bir modülle GS Store mağazalarında satışa sunulacağı, üzerinde Galatasaray logosunun yanı sıra ''Ali Sami Yen Sonsuza Kadar'' ibaresinin de bulunacağı koltukların özel bir sertifika ile sahiplerine teslim edileceği kaydedildi.

Açıklamada, mart ayından itibaren satışa sunulacak olan koltuklara düşük fiyatlarla Galatasaray Store'ların yanı sıra Türkiye genelindeki Yataş dağıtım kanallarından da erişebileceği bildirildi.

Yataş Kurum ve Marka Yöneticisi Serhan Altop, Galatasaray camiasından koltuk projesini duyduklarında böyle bir camia ile işbirliği yapmaktan son derece memnuniyet duyacaklarını dile getirdiklerini belirterek, karşılıklı fikir alışverişlerinin ardından başlattıkları projede öncelikle tasarım ekibinin çizimleri doğrultusunda koltukların nasıl sunulacağına karar verdiklerini ve en uygun tasarımı seçtiklerini ifade etti.

41
Futbol ve Diğer Sporlar / Torres'in formalarına büyük ilgi..
« : Şubat 07, 2011, 13:51:42 ös »
İngiltere Premier League takımlarından Chelsea'nin yeni transferi Fernando Torres'e taraftarlar tam destek veriyor.



Ara transfer döneminin bitmesine saatler kala 50 milyon sterline Liverpool'dan Chelsea'ye giden ve ülke futbol tarihine ''en pahalı transfer'' olarak geçen ''El Nino'' lakaplı Fernando Torres için üretilen 9 numaralı forma ve atkılar Chelseali taraftarlardan büyük ilgi görüyor.

İspanyol futbolcunun eski takımına karşı ilk kez mücadele ettiği dünkü maç öncesinde Stamford Bridge Stadı'na akın eden taraftarlar, Chelsea'nin resmi ürünlerinin satıldığı mağazadan 9 numaralı Torres formasına ve futbolcunun isminin yazılı olduğu atkıya sahip olmak için uzun kuyruklar oluşturdu.

Torres formaları stattaki mağazanın vitrinini süslerken, çok sayıda Chelseali taraftar Liverpool maçı öncesinde İspanyol golcünün formasını giyerek maçı izledi.

Londra ekibinin Torres için ürettiği ürünler sadece forma ve atkı ile sınırlı kalmadı. Üzerinde transferin gerçekleştiği tarih olan 31.01.2011 ile ''Eskiden kırmızıydı, şimdi mavi'' yazılarının bulunduğu tişörtler de satışa sunuldu.

Öte yandan Torres'in Chelsea ile görüştüğü saatlerde Liverpoollu taraftarlar İspanyol futbolcunun formasını yakarken görüntülenmişti.

42
Futbol ve Diğer Sporlar / Mekan oynatıyor !...
« : Şubat 07, 2011, 13:50:58 ös »
Eskişehirspor 8 maçtır yenilmiyor, 4 maçtır gol bile yemiyordu.. Ancak TT Arena'ya öyle iştahlı bir aslan çıktı ki, daha ilk yarıda fark açıldı. Bir ara Es Es kendine gelse de, Galatasaray ilk kez 4. vitese yükseldi, yeni mekanını şenlendirdi !


Haftanın kapanış maçında, şampiyonluk yarışından uzak kalan Galatasaray, Ziraat Türkiye Kupası çeyrek final ilk maçında Gaziantepspor'a kaybettiği maçın ardından lige dönüyor ve son 8 haftanın namağlup takımı Eskişehirspor'u ağırlıyor.. Süper bir seri yakalayan Es Es ile seri kovalayan Aslan’ın mücadelesi nefes keseceğe benziyor..

Tribünlerde ufak boşluklar olsa da, 32 bin taraftar var, her iki taraf da çok ateşli..

315 metreyle dünyanın en uzun pankartı da tribünde.. Merak edenler için pankartta şu yazıyor; “106 senelik tarihi, kimsenin yanına bile yaklaşamadığı sayısız başarıları, müzesinde rakiplerinin iki katı kupası olan ilk ve teklerin takımı, var olduğundan beri Türk olmayan takımları en çok yenen Türk takımı, ülkesinin medarı iftiharı, UEFA ve Süper Kupa sahibi, dünyanın en büyük taraftar oluşumu Ultraslan'ın gururu, 1481'den beri kültürün simgesi, 1905'ten beri sporun beşiği, anlı şanlı Galatasaray”.

“En kötü gün bugünse, şimdi daha yüksek sesle Galatasaray” pankartı da sarı kırmızılı taraftarın inancını ortaya koyuyor. Ancak Türk Telekom Arena'da tek renk ‘sarı kırmızı’ değil. Kendilerine ayrılan bölümü yaklaşık 3 bin kişiyle dolduran Eskişehirspor taraftarı da takımlarına coşkulu bir destek veriyor.

Kırmızı kart cezalısı Ayhan'ın yanı sıra, sakatlıkları süren Arda, Barış, Pino, Çağlar ve Gökhan Zan’dan yoksun olan Galatasaray’da Baros yedekte. Bu arada sahada, stoper olarak oynayan Neill yine libero, libero oynayan Cana ise stoper olarak yer alıyor. Zapata ise ilk kez kalede..

Maça Galatasaray müthiş başlıyor.. Neredeyse ilk dakikalarda Eskişehirspor’a top göstermiyor, tribünlerdeki büyük istek yükselen ateşli tezahüratlarla belgeleniyor..

Müthiş baskıyla Galatasaray ilk ataklarını da erken buluyor..

İlk önemli pozisyonda 5. dakikada Stancu sol çaprazdan klas bir vuruşla kaleyi denedi. Herkes orta beklerken şutla kaleyi yoklaması kendisine güvenini de ortaya koydu. 6. dakikada ise Alper’in pasında Burhan tehlike yarattı, Cana araya girdi ve tehlikeyi uzaklaştırdı, Culio’nun bu pozisyonda arkadaşlarına sinirlenmesi çok hırslı olduğunu gösterdi. 8. dakikada Stancu yine uzaktan kaleyi denedi, Hagi’nin “her gördüğü yerden kaleyi denemesini istediği” Rumen oyuncu, topu yine üstten auta gönderdi.

Ve 10. dakikada erken gelen bir gol.. Taraftarın “Sabri Reis”inden ceza sahası dışından müthiş bir şut çıkıyor, Cana ceza alanı çizgisi üzerinde kafayı uzatınca Ivesa’yı gafil avlanıyor.. Tribünlerin coşkusu görülmeye değer..

14. dakikada müthiş bir gol daha geliyor.. Fenerbahçe’den gelen Kazım, Galatasaray’a çabuk ısındığını gösterdi.. Sağ kanatta Serkan Kurtuluş topu kaptı, Kazım yakaladığı boş alanda hızla ilerleyip yerden penaltı noktası ilerisine ortaladı, Stancu gelişine vurdu ve topu ağlara gönderdi. Maça istekli başlayan Rumen yıldız böylece “ilk lig golünü” de kaydetti.

Gol pozisyonu, Eskişehirspor’un 2.05’lik kalecisi Ivesa’yı da sakatladı. Stancu’yla çarpıştığı pozisyonda yerde kalan Ivesa sedyeyle oyundan alındı, yedek kaleci Atilla kaleyi teslim adlı.. Göğüs kafesinden darbe alan Eskişehirli taraftarların sevgilisi Ivesa’ya hastane yolu görünüyor. 4 maçtır gol yemeyen Eskişehirspor ilk çeyrek saatte 2 gol birden yemenin şokunda. Bülent Uygun, Ivesa oyundan çıkarken fırsattan istifade oyuncularıyla toplantı yapıyor.

Kaleyi tutturamadığı şutlarla dile düşen Sabri, son dönemlerde olduğu gibi bugün de çok iyi.. 24. dakikada yine kaleyi denedi, güzel vuruşunda kaleci Atilla topu kontrol etti. 25. dakikada Kewell da kaleyi yokladı, Atilla bu kez topu sektirdi ama tehlike büyümedi. Bu dakikadan sonra Galatasaray topa sahip, Eskişehirspor’un üzerine çok gitmiyor, maç da ortada.. 35. dakikada Baros ısınırken, taraftardan büyük destek alıyor ve tribünleri alkışlayarak karşılık veriyor.. 39’da Servet yine ileride gol arıyor, Culio’nun soldan ortasında top Atilla'da kalıyor..

İlk yarı bu skorla bitecek derken “büyücü” de sahne alıyor.. Culio ile başlayan atakta soldan Hakan Balta yerden ortaladı, Kewell sol ayağıyla yerden müthiş vurdu, Atilla’nın koltuğunun altından top ağlara gitti. Golden hemen sonra Kewell yine müthiş bir şutla 4. golü de aradı, bu şut kalecide kaldı ama Hagi’nin gülümseyen yüzü görülmeye değerdi. Hemen ardından da Galatasaray bu farklı skorla soyunma odasına gitti, Hagi gibi taraftarın da yüzü gülüyordu..

İkinci yarıya Bülent Uygun bir hamle ile başladı, Batuhan Karadeniz oyuna girerken, Pele oyundan alındı. Hagi’nin hamlesi ise oyuncularına maç 0-0’mış gibi davranın uyarısında bulunmasıydı.

İkinci yarıya da Galatasaray hızlı başladı. 48’de Stancu ofsayta rağmen nefis vurdu, 52’de yine kaleyi sert şutla yokladı, 53’te ise Serkan Kurtuluş kaleyi denedi, bu vuruşların hepsi Atilla’yı zorlasa da kaleyi bulmadı. 55. dakikada Zapata kalesinde ilk kez tehlike ve ardından da topu gördü ancak pozisyon ofsayttı. Burhan'ın şutu savunmadan sekti, Zapata'dan seken topa da Batuhan dokundu ve meşin yuvarlak ağlara gitti ancak ofsayt bayrağı kalkmıştı.. 60. dakikada takımın en çok gol atan ismi Baros kenarda göründü, müthiş alkış sağanağı eşliğinde Kewell çıktı, Çek golcü girdi..

62. dakikada Kazım sağ çaprazdan ceza alanına girdi, uzak köşeye nefis vurdu, top uzak direkten döndü, öncesinde ise Stancu ofsaytta yakalandı. 67’de Bülent Uygun son değişiklik hakkını kullandı ve Erkan Zengin’in yerine Tello oyuna girdi. 70’de ise Hagi ikinci hamlesi ile Neill’in yerine Mustafa Sarp’ı sahaya sürdü.

75. dakikada maçta fark 2’ye iniyor.. Alper’in pasında defansın arkasında unutulan Burhan bu fırsatı değerlendirdi. Sağ çaprazdan sert vurdu ve Zapata’nın Türkiye’de yediği ilk resmi golü ağlara gönderdi.: 3-1

Ve 78. dakikada Eskişehirspor maça ortak oldu.. Batuhan ceza alanı solunda yerde kaldı, serbest vuruşta Ümit Karan barajın üstünden nefis vurdu ve Zapata'yı avladı..: 3-2

81. dakikada ise Aslan’ı rahatlatan gol geldi. Fırsatçı golcü yine iş başındaydı.. Soldan kazanılan kornerde Stancu'nun ön direğe ortaladı, Kazım kafasıyla topu arka direğe yönlendirdi, boş pozisyonda fırsatçılığını konuşturan Baros topu ağlara gönderdi.

86’da ise Yekta Kurtuluş oyuna girdi, Kazım Kazım çıktı ve Hagi son değişikliğini yaptı.

Maç bu skorla sona ererken, Galatasaray Es Es’in 8 haftalık serisini bozdu, 29 puana ve 8. Sıraya yükseldi. Eskişehirspor ise 28 puanda kaldı. Bu arada Galatasaray bu maçla birlikte bu sezon ilk kez 4 gol birden buldu, bu gollerin hepsinin yabancı oyunculardan gelmesi de ilginçti.

GALATASARAY: 4 - ESKİŞEHİRSPOR: 2

Stat
Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena

Hakemler
Cüneyt Çakır xx, Baki Tuncay Akkın xx, Aleks Taşçıoğlu xx

Galatasaray
Zapata, Serkan, Cana, Servet, Hakan, Kazım (Dk. 86 Yekta), Sabri, Neill (Dk. 69 Mustafa), Culio, Stancu, Kewell (Dk. 63 Baros)

Eskişehirspor
Ivesa (Dk. 17 Atilla), Sezgin, Nadarevic, Diego, Volkan, Burhan, Bülent, Pele (Dk. 46 Batuhan), Erkan (Dk. 77 Tello), Alper, Ümit

Goller
Dk. 10 Cana, Dk. 13 Stancu, Dk. 44 Kewell, Dk. 81 Baros (Galatasaray) Dk. 75 Burhan, Dk. 77 Ümit (Eskişehirspor)

Sarı Kartlar
Dk. 20 Volkan, Dk. 57 Burhan, Dk. 83 Tello (Eskişehirspor), Dk. 66 Culio, Dk. 88 Baros (Galatasaray)



43
Futbol ve Diğer Sporlar / Çakar'dan inanılmaz bir iddia !..
« : Şubat 07, 2011, 13:48:25 ös »
Ligde kötü günler geçiren Galatasaray'ın devre arasında kadrosuna kattığı isimler ve kadro dışı bırakılan oyuncular hakkında, spor yorumcusu Ahmet Çakar, bu sefer gerçekten ortalığı karıştıracak iddialarda bulundu..


Ahmet Çakar Telegol programında "Stancu diye bir oyuncu alındı. Sezon başında Mersin İdman Yurdu’na 300 bin euro bonservisle gelecekti. Galatasaray bu futbolcuya tam 5 milyon Euro bonservis bedeli verildi. Mersin İdman Yurdu Futbol Şube Sorumlusu Mehmet Işık da buna şahit" dedi, ortalık karıştı.

Kanalturk ekranlarında yayınlanan “Telegol” programında geniş yer bulan olayla ilgili açıklamalarda bulunan Mersin idman Yurdu Futbol Şube Sorumlusu Mehmet Işık, Cici Becali ile görüşmesinin perde arkasını anlattı.

Işık, “O dönemde biz Romanya'da Andrei Ionescu transferi için bulunuyorduk. Becali'nin yanına Menajer ve aynı zamanda Romanya'da bir kulübün Başkanlığını yapan Ana Maria Prodan ve tercümanla gittik. Andrei Ionescu transferini görüşürken Becali Bogdan Stancu'yu bize önerdi. Bizde ne kadar istediğini sorduk. Sezon sonuna kadar kiralık olarak 300 Bin Euro istedi. Futbolcuya da aylık 10 bin Dolar verirseniz gelir diye konuştu. Ancak biz fiyat pahallı olduğu için vazgeçtik” dedi.

Işık ayrıca “16.06.2010 tarihinde Spor33.com adlı sitede yapılan “Stancu Mersin yolunda” haberini de örnek gösterdi. Program sunucusu Sehat Ulueren o dönemde yapılan haberi ekranlara getirdi. Mehmet Işık ise söylediklerinin arkasında olduğunu belirtti.

Programa bağlanan Galatasaray Genel Menajeri Adnan Sezgin ise ’İtalyanlar Stancu için 6 milyon Euro önerdiler. ben gittim pazarlık yaptım ve 5 milyon Euro’ya da bu futbolcuyu transfer ettim. bu teklifleri de gözlerimle gördüm’ ifadesini kullandı.

Bu sözler üzerine Ahmet Çakar, ’Galatasaray’ın transferlerinde inanılmaz işler oluyor. İddia ediyorum Misimoviç’in gönderilmesinde bir şeyler var. Misimoviç gibi Türkiye’de kaç oyuncu var? Ama bir neden yokken bu futbolcu kadro dışı bırakıldı. Neden kadro dışı bırakıldığını kimse bilmiyor. Misimoviç’in şu anda gidebileceği birkaç ülke var. Onlardan biri de Rusya. Bu futbolcu için Rusya’da bir kulüple anlaşıldı. Misimoviç’e verilen para var ortada. Yaklaşık 7.5 milyon Euro. Ortada büyük bir organizasyon var. Misimoviç gibi bir oyuncuyu neden yokken satışa çıkarıyorsun, Romanya gibi ligden 5 milyon Euro’ya oyuncu alıyorsun. Zapata gibi uzun süreden bu yana oynamamış bir oyuncuyu yine Becali’den yüksek bir meblaya alıyorsun. Bütün bunları yanyana koyduğunuzda benim midem bulanıyor."

öncesinde 300 bin euro ya gelecekken gs 5 m oneriyor ve geliyor

44
Futbol ve Diğer Sporlar / 9 puanın sırrı !..
« : Şubat 07, 2011, 13:44:59 ös »
Teknik direktör Aykut Kocaman, ekibiyle toplantı yaptı, radikal kararlar aldı. Takımının fizik gücünü artırdı, sakatlıklar için özel program uygulattı.


HABER İLE İLGİLİ TAKIMLAR

    * Fenerbahçe

SKOR TAHMİN OYUNU

Sorunlu olanlarla bire bir konuştu, krizi ustalıkla çözdü. Bu sezon ilk kez üst üste 4 maç kazandırdı. 9 puanlık farkı eritti, zirve yarışına ortak etti.

SANKİ F.Bahçe’ye sihirli deynek değdi. Ligin ilk yarısı bittiğinde lider Trabzonspor ile arasında 9 puan fark olan sarı lacivertliler ikinci yarıya fırtına gibi başladı. Üst üste 4 maç kazandı, puan farkını eritti, zirveye ortak oldu, şampiyonluk sözü ağızlara alınmaya başlandı. Peki ne oldu. Aykut Kocaman Antalya’daki devre arasında dümeni iyice eline aldı. Takımını masaya yatırdı. Eksikleri bir bir buldu, çözümleri üretti ve bugünkü Fenerbahçe’yi ortaya çıkardı. 3 Ocak’ta başlayan gelişmeler şöyle yaşandı...

Premier Lig programı
Fenerbahçeli futbolculara devre arasında çalışma programları verilmiş ve hazırlıklar için ön çalışmalar yapılması istenmişti. Bu sıralarda Aykut Kocaman ligin ilk yarısındaki karşılaşmaları izliyor ve kararını veriyordu.

Fenerbahçe fizik olarak iyi durumda değil. Takımın kondisyoneri Alper Aşçı’yı çağırdı ve talimatı verdi; ‘Alper Hoca öyle bir program hazırlamanı istiyorum ki, bu takım ikinci devreye fizik olarak müthiş bir şekilde çıksın.’

Kocaman’ın bu isteği üzerine Aşçı, Premier Lig ekiplerinin düzeyinde özel bir program hazırladı. Bu program sonucunda ligin ilk yarısında 60. dakikadan sonra çöken Fenerbahçe gitti, 60. dakikadan sonra şahlanan bir Fenerbahçe ortaya çıktı.

Karanlık’a özel talimat
Kocaman’ın 2. aşamada özel görevlendirdiği bir isim daha vardı. Kulüp doktoru Ertuğrul Karanlık. Karanlık ile özel bir görüşme yapan Kocaman, “Çok ağır çalışacağız. Çok sakatlıklar yaşanabilir. Futbolcular çok zorlanacaklar. Bu nedenle sürekli oyuncularla diyalog halinde olmanı istiyorum. En ufak zorlanması olanlar antrenmanlara çıkmasın” dedi. Kocaman’ın bu özel isteği Ertuğrul Karanlık tarafından futbolculara da anlatıldı. Bu nedenle kamp boyunca her zorlanan oyuncu 2 gün takımdan ayrıldı ve hiçbir önemli sakatlık yaşanmadı. Oysa sezon öncesi kampında sürekli yaşanan sakatlıklar nedeniyle Aykut Kocaman tam takım halinde çalışma şansı bulamamıştı.

Kupa dönüm noktası
Fenerbahçe, kupada Yeni Malatyaspor’a kaybederken, Aykut Kocaman istifa kararı alıyordu. Teknik patron soyunma odasında, “Olmadı, başaramadık. Fenerbahçe’yi iyi noktalara getiremedik. Hepinize teşekkür ediyorum” diyordu. Kocaman’ın bu duygusal konuşması takımda müthiş bir etki yaratıyordu. Gökhan Gönül tüm takımın toplandığı bir anda takım arkadaşlarına şöyle diyordu; “Hiçbir zaman üzülmemesi gereken bir adamı üzdük. Onun bu sevgisine karşılık veremedik.”

Bu konuşmanın ardından başarı için söz verildi. Antalya maçının ardından her golden sonra Aykut Kocaman’a gidilmesi de futbolcuların hocalarına sahip çıktıklarının bir göstergesi oldu.

Krizler tek tek çözüldü
Santos ile devre arasında yaşanan krizin ardından Kocaman Antalya’da sambacının eski videolarını önüne koydu ve sordu: “Buradaki Santos ile ligin ilk devresindeki Santos aynı kişi mi?” Santos’tan ‘hayır’ yanıtını alınca, “O zaman senden eski Santos olmanı istiyorum” diyerek oyuncusunun sırtını sıvazlayan Kocaman, Brezilyalı’nın yeniden doğmasını sağladı.

Cristian ise kızının rahatsızlığı nedeniyle Brezilya’ya dönmek istiyordu. Oysa Kocaman, Cristian’ın kalmasını istiyordu. Teknik patron, Manisaspor maçı öncesi Cristian’a şöyle diyordu: “Bu gece sahadaki gözüm sen olacaksın. Sen sahadaki en önemli savunma silahım olacaksın” Bu konuşmanın ardından motivasyonu artan Cristian takımının en etkili isimi oldu.

Yönetimin akılcı taktiği takımı ateşledi
FENERBAHÇE’nin son haftalardaki çıkışında, yönetimin yapıcı tavrı da büyük rol oynadı. Yönetici Ömer Temelli, taraftarları organize ederek, sık sık Sancaktepe’deki idmanlara gidip futbolculara destek vermelerini sağladı. Ayrıca, geçtiğimiz hafta içinde Fenerbahçe’de forma giyen eski futbolcular ve basketbolcular Sancaktepe’de takımla bir araya getirildi.

45
Futbol ve Diğer Sporlar / Ayıptır ayıp !..
« : Şubat 07, 2011, 13:40:55 ös »
G.Saray’ın katledildiğini söyleyen Başkan, "Bu ceza anti demokratik bir cezadır. Murat Yalçındağ da konuştu ona da ceza versinler. Hatta tüm yönetime versinler, ama seyircimize nasıl ceza verecekler" dedi.


G.SARAY Başkanı Adnan Polat dün gece Kanaltürk’teki “Telegol” programına konuştu, Futbol Federasyonu ve hakemleri bir kez daha topa tuttu. Geçen hafta Hürriyet’e dert yanan ve “Ligde 1’inciyi ve 2’nciyi hakemler tayin ediyor” diye isyan eden, bu yüzden 21 gün ceza alan Adnan Polat, “Hakem odası mı bastım da bu cezayı verdiler” dedi.

1.5 senede hakemler aleyhine hiçbir şey söylemediğini kaydeden Polat, “Sırf kurullar zarar görmesin, marka değeri düşmesin diye konuşmadım. Ama yeter artık. Hakemler talimat almış gibi maça çıkıyorlar. Galatasaray lehine penaltı verilmiyor. Rakip oyuncu atılmıyor. G.Saray’ı katlediyorlar.

Mahmut Özgener samimi değil
Hakemler ve başındakiler bizi perişan etmek için elbirliğiyle oyun oynuyorlar. Ben Bülent Yıldırım’a inanırdım, beğenirdim ama o da hata yapıyorsa artık bu işte kasıt arıyorum. En az 7 maçımızın kaderiyle oynadılar. Şimdi 21 gün ceza veriyorlar. Ayıptır, ayıp. Ben hakem mi kovaladım, soyunma odası mı bastım, küfür mü ettim. Bu ceza anti demokratik bir cezadır.

Federasyon Başkanı Mahmut Özgener’i hiç samimi bulmuyorum. Kendisiyle ne konuşsam ertesi gün gazetelerde okuyorum. Murat Yalçındağ da konuştu ona da ceza versinler. Hatta tüm yönetime versinler ama seyircimize nasıl ceza verecekler.” diye konuştu. Bu arada Adnan Polat dün maça gitmedi ve Erzurum’daki Kış Oyunları’nın kapanışına katıldı.

Kankalığın ödülü 68 milyon lira
Aziz Yıldırım ile kanka olduklarını ve onun dümen suyuna gittiği yönünde yapılan yorumlar üzerine de Polat, “Aziz Başkan ne dese ses çıkarmıyormuşum. Kimse olayın gerçek yüzünü bilmiyor. Aziz Yıldırım’ı çok sevdiğim için beraber değiliz. Vergi borçlarımızı indirmek ve taksitlendirmek için sıkı bir çalışma yaptık. Neticede 70 milyon liralık vergi borcumuzu 2 milyon 800 bin liraya indirdik ve bunu da 36 taksitle ödeyeceğiz. Bu nedenle Aziz Başkan’la beraberim. Onunla kankalığımız, kulübe 68 milyon lira kazandırdı” dedi.

Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 10