34
« : Şubat 08, 2011, 12:22:14 ös »
Eski Trabzonspor Başkanı Nuri Albayrak, bordo mavili takım ve Türk futbolu hakkında gündemi sarsacak açıklamalar yaptı..
Nuri Albayrak, Haberx'den Hülya Okur'un sorularını cecapladı:
Kongrede ibra edilmediği için sizin ve ekibinizin yaptığı harcamalar inceleme altında alınmıştı. Bu takıma başkan olurken tüm varlığınızı ortaya koymamışsınız gibi bir algı ortaya çıkmıştı.
İbra konusu yüzeysel bir olay. Orada insanlar neye el kaldırdıklarını bilmiyorlar. O da o günün şartlarında siyasi bir olaydı. Nasıl ki Nuri Albayrak’ı, Trabzonspor’un başında çekemediler aynı zihniyetle hareket ettiler. Benim siyasi zihniyetim belli. Benim karşımdaki insanların organize ettikleri bir olaydı ama sonra hepsi pişman oldular, benden özür dilediler, şuanda o siyasi leke onların üzerinde kalmıştır. Dernekler masası ve maliye geldi bütün hesaplarımızı inceledi, herhangi bir usulsüzlük olmadığını söyledi, onlara da o leke yeter.
“TRABZONSPOR’UN KASASINA EN FAZLA PARANIN GİRDİĞİ DÖNEM, NURİ ALBAYRAK DÖNEMİDİR”
Size gelen eleştiriler… Seçimden önce kongre üyelerinin sizi seçmeyeceği anlaşılınca seçimi ertelemek, sonra kulübün kıymetlerini nakde çevirip alacaklarını tahsil etmek, yeni gelecek yönetime de takıma takviye imkanı bırakmamak şeklinde…
Bakın Trabzonspor’un kasasına en fazla paranın girdiği dönem, Nuri Albayrak dönemidir. Bunu bütün Trabzon şehri biliyor, gerek sattığım futbolcular, gerek benzin istasyonu, gerekse diğer firmalarla yapmış olduğum sponsorluk anlaşmaları. Hatta dönemimde bitmesine rağmen Trabzonspor’un göğüs reklamları anlaşmasını yapmadım. Çünkü yönetim gidiyor, bizim şartlarımızı kabul edecek diye daha düşük şartları kabul eder ve gider diye düşünürlerdi. Trabzonspor’un istasyon projesinin ihalesini ben yapmamış olsaydım, o istasyona Opet’ten 12 milyon dolar para aldım. 4 milyon dolar işletici firmadan para aldım ve onlarla yapmış olduğum anlaşma sayesinde Trabzonspor’a yaklaşık 50 milyon dolar para girecekti, benden sonra yapmış olsaydılar o paranın yarısı Trabzonspor’un kasasına girerdi.
“TRABZONSPOR’UN GERÇEK BORCU, 200 TRİLYON’UN ÜZERİNDE”
Görevi 23 trilyon borçla devir aldım, bıraktığım zaman 39 trilyonla bıraktım. Sadece Gökdeniz’in satışıyla benden sonra gelen yönetici “Trabzonspor’un borcunu sıfırladık” diye beyanatlar verdiler. Oysa Trabzonspor’un şu anki borcu kamuoyundan saklanıyor, gerçek borcu: 200 trilyonun üzerinde. Trabzonspor’un bu borç yükünün altından çıkabilmesi için tek şartı, şampiyon olması. Olmadığı zaman biten kulüpler arasına katılır Malatyaspor gibi. Biz Trabzonspor’u yönetirken ben kendi şirketim gibi baktım. Millet şimdi öyle bakmıyor. Biz 30 trilyon borçla bıraktığımız zaman kıyamet kopuyordu, bizim derin Trabzonlular…Şimdi yönetimdeler onlar, geldiler ricada bulundular, Başkanlığı bırakacağım zaman, transfer yapma, borçlandırma diye. Ben zaten borçlandırmayı düşünmüyordum, sezonu ilk 4’te bitiriyor.
“TRABZONSPOR’U KURTARACAK TEK ŞEY, ŞAMPİYONLUK”
Trabzon’un şuanda ligteki durumu çok iyi, bizi kurtaracak tek bir şey var, şampiyonluk, onun için hiç sesimizi çıkartmıyoruz, şampiyon olsun da ekonomik sıkıntıları ne kadar hafifletiriz ona bakıyoruz.
Size gelen övgülere gelince… Bu kulüpten 4.5 milyonluk alacağınızı silip kulübe bağışladığınız, Marcelinho'nun parasını kendinizin ödediğiniz, aday olmayacağını açıklamasına rağmen kulübe trilyonlar vermeye devam ettiğiniz. Bir tek canınız mı kalmıştı acaba vermediğiniz?
Trabzonspor için her şeye layıktır. Camiada yanlış düşünenler var ama onlar bizi bağlamıyor, bizi gerçek Trabzonsporlular bağlıyor. Biz aşığız, sevdalıyız, aleyhte çalışanlar problem değil.
“TRABZON’DA PARA İLE SAHAYA ÇIKIP DA TARAFTARLARI ALEYHTE PROPAGANDA YAPTIRAN BİR EKİP VAR”
Transfer komitesinin beklenen adımları atmaması üzerine transferleri bizzat kendiniz yönettiniz, kulübün düzlüğe çıkması, insanların sizin değil kulübün etrafında birleşmesi adına, muhalefetle işbirliği yaptınız, kendi sahanızda yaptığınız maçların hasılatını şehit ailelerine bağışladınız…Yapmanız gerekenlerin sonuna geldiğiniz için mi Başkanlığı bıraktınız?
Yok ben özellikle şehirdeki fitne, fesat ve Trabzonspor’un başarıya ulaşmasını isteyen bir ekip var idi, o insanların seviyesini çok düşük olarak gördüm, ailemin bir kısmı devam etmemi istedi, bir kısmı istemedi, özellikle anam istemedi. Projelerimizi ortaya koyunca heyecanlandık başladık, sonuçta aile kararı ile başkanlığa devam edip etmeme konusunda onaylarına başvurdum, para ile sahaya çıkıp da taraftarları aleyhte propaganda yaptıran bir ekip var orada, baktım ki o insanların seviyesine seviyemizi çekip bu mücadeleye devam edecektiniz veya seviyeli insanlarla ama seviyeli insanlar da bu işe sahip çıkmıyor, Sporun içinde siyaset yok diyorlar ama en büyük siyaset, sporun içinde yapılıyor. Verdiğimiz sözleri yerine getirdik, misyonumuzu tamamladık.
“TRABZON GİBİ BİR TAKIMI İDARE ETMEK KOLAY DEĞİL. “
Sizin yanınızdaki isimlere gelince… Trabzonspor Başkan Yardımcısı Aydın Pişiren sizin yeniden Başkan olmanız için “yürüyüş düzenlenmeli” demişti. Onursal Başkan Mehmet Ali Yılmaz ise projelerinizi tamamlamanız adına yola devam etmeniz gerektiğini düşünenlerdendi. Basın sözcüsü Zeyyat Kafkas ise aday olmamak gibi bir lüksünüzün bulunmadığını ifade etmişti. Yine Başkan yardımcısı İbrahim Baturoğlu ise bir dönem daha bu görevi yürütmenizi, sizin ikna etmenizi değil, ikna edilmenizi savunmuştu. Sonunda ikna olmadınız…
Ben o seviyeyi gördükten sonra biz mutaassıp bir aileyiz. Düşünün o statta bulunan insan kadar insan çalıştırıyoruz. Futbol’da başarılı olursunuz, olamazsınız, top yuvarlak, bir sürü şeyleri yerine getiriyorsunuz, 32 parçadan oluşmuş o meşin, bir parçayı yerine koyamadığınız zaman top olmaktan çıkıyor ve havasını vermediğiniz zaman top olmaktan çıkıyor. Bunları bu şehirde meydana getirmek, bu basın, bu medya, bu yazar çizer size komplo düşünüyorlar, stattan seyirciyi sahaya atlatıyorlar, federasyon dahil olmak üzere sizin başarısız olmanız için her şeyi yapıyor. Haluk Ulusoy’un, Sivasspor Başkanı ve Teknik direktörünün yaptığı çirkeflikler hala gözümün önünden gitmiyor. Bir ‘3’ puan almak için adamlar her türlü yola başvurdular. Onlar için her yol mübah. O insanları da görünce “Bu iş buraya kadar" dedim. 2 sene, 26 ay az bir süre değil, Trabzon gibi bir takımı idare etmek kolay değil.
“BEN TRABZONSPOR’UN, ERSUN YANAL İLE DEVAM ETMESİNİ İSTERDİM.. TRABZON ŞEHRİ İÇİN ŞENOL GÜNEŞ BİR ŞANS”
Başkan iken gönlünüz, İspanya’nın Sevilla takımının teknik direktörü Juan de Ramos’tan yanaydı. Şu an Şenol Güneş, Trabzon için bir şans mıdır, şu anki yönetim bu şansı iyi kullanıyor mu?
Şu anda ben isterdim ki bu takım Ersun Yanal ile 4-5 yıl devam etsin. Ben dönemimde Ersun Yanal ile anlaşmıştım, gençleşen ve yeniliği takip eden fakat geçen sene yapılan teknik direktör değişikliği çok yerinde bir değişiklik olmadı, yönetim bocaladı. Trabzonspor’un tek çıkış yolu vardı, o da Şenol Güneş’ti. Tabi Trabzon şehri için Şenol Güneş bir şans. Kendini son yıllarda çok iyi yetiştirdi. Tam yönetimin gideceği anda Şenol Güneş’in gelmesiyle yönetimi de, şehri de, takımı da hepsini kurtardı. Ben onun için Şenol Güneş’ i destekliyorum. Başarısız olacağı dönemler olacaktır. Ama Şenol Güneş’e ve takıma sahip çıkmak lazım. Şu an tam zamanı yani.
"ÖZAL, TÜRK FUTBOLUNA ÇAĞ ATLATMIŞTIR"
6+2+2 yabancı transfer formülü doğru bir formül mü, biliyoruz ki siz yabancı sınırlamasından yanasınız. Diğerleri niçin sizin gibi düşünmüyor?
Türk futbolunun kalkınması için yabancı da şart, yabancısız olmuyor ama bugün inanılmaz paralar gidiyor yurtdışına. Bizim genç takımlar, ümit takımlar, ligten de paf takımları için A, B, C gibi üç dört takım var, oralara harcanan meblağaların inanın % 10’unu biz fiziki mekanlara ayıralım, Türkiye’nin çok genç bir nüfusu var, 8-9 yaşında bu çocukları adapte edelim ama onlara fiziki mekanları hazırlayalım. Türk futbolunun bugün burada olmasının en büyük etkenlerinden birisi kimdir diye sorsam kimse bilmez, Özal’dır. Türk futboluna çağ atlatan, Özal’dır. Özal iktidarı döneminde Türkiye’de çim sahaları yapılmaya başladı. Toprak sahadan adam çıkması mümkün değil, çünkü bu iş kondisyona dayalı bir iş, ne zaman ki çim sahalar yapılmaya başlandı, Türk futbolu başarılı olmaya başladı. Sağolsun Başbakanımız futbolculuktan gelme, Belediye başkancılığından gelme, her şeyi çok iyi biliyor ve yaşamış….
“UZUN VADELİ HESABIM, TRABZONSPOR’UN PAF TAKIMLARINA ÖNCELİK TANIMAKTI.”
1 milyar dolarlık Galatasaray kulübüne bir tesis yapıyor, oranın bugünkü değeri o değil, bunu yapabilen bir Başbakan nerede var? Hiçbir yerde yok. Bunları yaptıktan sonra Avrupa’daki oyunculara bu kadar büyük paraları vermeye gerek yok bence. Avrupa’ya gittiğiniz zaman zaten başarılı olamıyorsunuz. Bugün Fenerbahçe A Takımına 100 milyar dolar harcıyorsunuz. Peki paf takımına ne harcıyorsunuz? 1 milyon dolar. Böyle bir çelişki olmaz. 100 milyon dolar harcadığınız bu takımın, alt yapısına da bir 5 milyon dolar harcayın, bakın siz 5 sene sonra paf takımı ile A Takımı kurarsınız. Fakat çok tezcanlıyız, aceleceyiz, bir an önce olsun istiyoruz, uzun vadeli yatırım olursa Trabzonspor tarihinde öyle başarılı oldu. Şampiyonlukları yabancılarla değil yerlilerle yakaladı. Trabzon şehrinde 7 tane profesyonel takım var. Sadece Trabzonspor bu takımlara 5’er 100 bin dolar para verse 3,5 milyon dolar eder, her sene oradan futbolcu gelir ama fiziki mekanlarını ayarlayacaksın, beslenmesini de yaparsan olur…Trabzon’un yerel profesyonel takımlarına yardım en fazla benim dönemimde yapıldı. Akçaabatspor, Of spor, sürmene olsun….Şu anda bir kuruş yardım etmiyorlar. Yapın, oradan çıkacak futbolculardan siz istifade edin. Uzun vadeli hesaplarım da oydu. Trabzonspor takımının paf takımlarına öncelik tanımaktı.
“BİR TEK TRABZONSPOR’UN BAŞARISI, TRABZON’A YETMEZ”
Trabzonspor’u sporculardan dolayı kazanç noktasına taşımaya uğraştınız ama Trabzon’a gelecek yada ondan çıkacak futbolcular için biraz geri çekilim söz konusu. “enerji ve beyinlerdeki sinerjiyle başarılarına yepyeni halkalar ekleyecektir” diyorsunuz ama o ürkeklik transfer açısından mutlaka söz konusudur. Bu sinerji nasıl evreselleşir sizce?
Bir şehirde her noktada bütünlük olması gerekir. Basında, medyada, taraftarda, camiada…hepsi bir araya gelmesi gerekir. Planlı ve programlı olması lazım tabi. Siz şimdi tek Trabzonspor ile bunu başarırız diyorsanız, yanılırsınız. Ama oradaki amatör takımlara bile sahip çıkmanız lazım. Bu takımlara ve profesyonel takımlara sahip çıkarsanız bu işi yakalarsınız. Hem de çok ucuza yakalarsınız. Bugün Trabzonspor’un yıllık harcadığı bütçe 100 milyon dolarsa, buralara sahip çıkarak, bu işi 50 milyon dolara çıkarır.
“YEREL BASIN VE MEDYA FUTBOLCULARI ÇOK ŞİŞİRİYOR.”
Trabzonspor bir mantalite geliştirmiş, deplasmandaki başarısıyla "Bize her yer Trabzon" diyor ama dış sahada ilk lig yenilgisini aldı. Trabzonspor da da Fenerbahçe’de de bu var, sona doğru geldiklerinde şampiyonluğu elden kaçırma psikolojisi. Bunun bir araştırma konusu olması gerekmiyor mu?
Trabzonspor genç bir takım. En yaşlı futbolcusu, Serkan Balcı herhalde. Genç çocuklara bunun psikolojik olarak eğitimini vermek lazım. Çok kolay yerden ayaklanıp, havalanıyorlar. Bu havalanma sonuç itibariyle ikinci yarıya iyi başlayamamamıza neden oldu. Bir de bizim yerel basın ve medya çok fazla balonu şişiriyor. Şirince bu da etken. O çocuklar kendilerini her şeyin üzerinde zannediyorlar. Oysa sahada 11-11 oynanıyor, hepsinin de kondisyonu birbirine yakın, moral motivasyon, o haftayı iyi geçiren takımlar sahaya çıkıyor ve ipi göğüslüyor. Fener maçını izledim, geçen hafta birinciliğe oynayan Trabzonspor değil gibi geldi bana. Sonuçta çok kırılma noktalarında hakem de inanılmaz hatalar yaptı, ikinci gole baktım, gol öncesi faul var, faulü vermiyor, dönen top Trabzonspor’a gol oluyor, bu da oyunun kırılma noktası, orada kopuyor. Bu maçın kaderini hakem tayin etti yani.
“ŞAMPİYONU HAKEMLER BELİRLİYOR”
Adnan Polat da verdiği ifadede, “birinci ve ikinciyi hakemler belirleyecek” demiş zaten.
Belirliyorlar zaten. Ama geçen sene de belirlemeye çalıştılar, Allah’ın adaleti sonunda Bursaspor şampiyon oldu. İnşallah Allah’ın adaleti bu sefer tecelli eder de Trabzon şampiyon olur.