Nisan 20, 2024, 12:50:54 ös

Gönderen Konu: Şiir Arşivi !  (Okunma sayısı 8829 defa)

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Şiir Arşivi !
« : Eylül 13, 2009, 21:22:42 ös »
  SONSUZ    AŞK


Ben ağlıyorum...
Sessizliğin en derin karanlığında,
Soğuğun iliklerime işlediği bir yerde,
Ben ağlıyorum...
Gözlerimin her daldığı noktada,
Boğuluyorum,çevresinde kayboluyorum,
En son çareyi yine ağlamakta buluyorum,
Ben ağlıyorum...
Göz yaşımın değdiği her yere,
Bir ağrı saplanıyor,
Önce yüreğime akıyor,kanatıyor,
Bedenim kaskatı kesiliyor da,
Yine bir şey yapamıyorum,
Ben ağlıyorum...
Gecenin bir yarısındayım,
Gözlerim yorulmuş ağlamaktan,
Kağıtlara bırakmış yerini,
Artık elimde bir kağıt kalem,
Sonsuzluğa yazmak istiyorum...
Sonunun gelmesini istemez gibi,
Hiç bir cümlenin sonuna nokta koymuyorum,
Bitişi simgeler ya her nokta,
Kağıtta aşk bitmesin istiyorum...


« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:33:31 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #1 : Eylül 13, 2009, 21:23:05 ös »
JİYAN


son yolcu gitti, son yağmur yağdı
sustu son şarkı
bu ne ilk ne de son gece…
soğuk sarılar içindeyim, boyun eğiyorum
gidişin hangi tufanın gelişiydi
boynumda muska gibi gezdirdiğim kasırgam
kim var benden başka böyle bekleyen
kimler senin kadrine kapanıktır benim kadar

jiyan
umuda buladığım
hangi gülün bülbülüsün
sevdayı yükledin yorgun kanatlarına
söyle jiyan söyle, göç etme zamanı gelmedi mi

hangi dağı aşsam hangi dala tutunsam
hasretin göğsüme değen taşkınlığında ateş yanarcasına
eriyip giden bu zavallı bedenim, bir avuç küldür jiyan

alışamadım yokluğuna ölüme alıştığım kadar
gitme, bırakma ellerimi demiştim
gittin jiyan

gittin gideli düşmelerdeyim
sesinde gizlediğin neydi jiyan, bedenimi parçalara bölen
sırrın neydi jiyan acıyı dillendiren

hecelerim yorgun, haykırıyorum sensizliğe
bir yanım düşer gibi toprağa
jiyanım sıcaklığım
jiyanım uysallığım
yokluğunda yok olmuşluğum
bin bir koku, bin bir renk, sokaklarımda izlerine kavuştuğum

zaman eğiliyor yalnızlığa, düşün jiyan
tükenerek yenilmeyi düşün
söyleyecek söz bulamıyor insan

uzayan yolları dinamitliyorum, sana erişilmezliği
bağırıyorum sevdamın görkeminde
gök yanıt vermiyor, yer yanıt vermiyor
boşluklardayım
sabaha düşman gecelerde buluyorum seni
çiseliyorsun benliğime ılık ılık
gün doğuyor, yankılana yankılana gidiyorsun
çekiliyor yüreğimin kanı jiyan

kerpiç duvarlım, yıkık damlım, kapılarda meltemim
saçları buğday başaklım
odam soğuk, yatağım yorgun, inliyor pencerem
nereye baksam sen, neye dokunsam sen
ah bir bilsen jiyanım bilsen
kuşlar deli deli uçuyor yörüngesiz

gel kıralım feleğin çemberini
gel bozalım ayrılığın hesabını
gel jiyanım gel, adınla gel toprağıma
korkma kim kendi dağında düşebilir
elini ver
yanan parmakların ucunda kim üşüyebilir

kurumuş dudaklarımda türkülerin en içlisi
uzadıkça acının boyu düşlerimde, gökler düşüyor üstüme
çöl fırtınaları üstüme üstüme
ateş topuyla geliyor düş avcıları
ıssız zamanlarda yitip sana koşuyorum
yıldızlarım sönüyor
sönüyor jiyan ve kimse görmüyor

kesiliyor elim ayağım, siliniyor yüzüm
hayallerine sığındığım, ateş bedenli tılsımım
nice şehirler yıkıldı bir gecede
sana hangisinden sesleneyim

son şarkı kim içindi
çanlar kime
kimin bu nihayet, sessiz - kimsesiz
bu ceset, bu cinayet
kimin jiyan
kimin

Müsade Özdemir
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:34:15 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #2 : Eylül 13, 2009, 21:23:27 ös »
Eger '9' canli olsaydın bile
En çok '8' kez kaçabilirdin ölümden
Bilki '7' düvele sultan olsan dahi
Yerin '6' mekan olacak sana
En fazla '5' metre kumaş  ~{}~YASAK KELİME~{}~ ürebileceksin
Kapatacaksin '4' açsanda gözünü
Bu dünya '3' günlük dünya
Azrailin yaninda '2' kat olup yalvarsanda nafile
Elbet '1' gün öleceksin
Işte o zaman herşey '0' dan başlayacak
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:52:51 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #3 : Eylül 13, 2009, 21:24:28 ös »
Çaresiz

Ah bilsen, bir bilsen duyduklarımı
Sanki bir dağ ağırlığı kalkacak üzerimden
Ve nehirler boşalacak sanki içerimden
Sakın bilme!
...
Anlatsan duyarım bütün güzellikleri
Erir dağlarımın başındaki kar.
Sussan içimde kıyamet kopar
Sakın konuşma!
...
Ha küreğe mahkum olmak prangaya vurulmak
Ha görmemek gözlerini,ikiside bir
Bütün kördüğümleri çözecek gözlerindir
Sakın bakma!
...
Bir haberin gelse iki satırlık
Yüreğim birdenbire kanatlanır yücelir.
Bir martı gibi çıkar kapına gelir.
Sakın yazma!
...
Çıkıp gittiğinden beri sessiz sedasız.
Başıboş kalan esir, zindanda yatan hürüm.
Dönmesen çaresiz kalır ölürüm
Sakın gelme!
...
İşte dağlar taşlar şahidim olsun
Yüzüme bakma, konuşma, yazma istemiyorum
Dipsiz karanlıklara bağırıp duruyorum
Sakın işitme!



Yavuz Bülent Bakiler
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:35:48 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: e-Book Arşivi !
« Yanıtla #4 : Eylül 13, 2009, 21:25:15 ös »
Korkuyordum,
Yaralarım diye seni
Serseri mayın tesirli sözlerimle…
Sınır dışı edilmiş merserize serinliklerimde
Titrersin diye,
Korkuyordum!

Tek şeritli bir otobanda,
Kaza süsü verilmiş bu ilişki
Daha fazla sürmezdi
Biliyordum…

Bu ten, bu beden yoracaktı
Bu coğrafya, bu iklim bozacaktı
Bitki örtülerim sarmaşık kılığında boğacaktı elbet seni!
Biliyordum başından beri
Biliyordum adım gibi…

Yarı ıslak, çırılçıplak küflü bir kırgınlık sızarken gölgemden
Biliyordum takvimsel uyuşmazlık
Ya da şiddetli betimsizlik bahanesiyle
Tedavülden kaldırılmak üzereydi bu ilişki zaten!


şimdi göğsümde köpüren köprücük sularımda
Tüketiyorum ömrünü kelebek yüzmelerin…
Küreksizim, nefessizim!
Bir körünki kadar ağır adımlarım
Bir sağırr kadar dilsizim!

Sanki ikinci sınıf bir oyunun açılmayan perdesinde,
Figüranca unutulan repliğin son hecesindeyim!
Ya da kılçık kıvamında boğaza düğümlenen
Ekmek arası etkisiz bir ünlemim!

Ama biliyordum
Çok açıktı,
Aşacaktı seni parantez içlerim,
Beş bilinmeyenli denklemlerim…
Yoracaktı gam küpüyle çözülmeyen formüllerim!
İç acılar toplamımı aşmadan yenilgilerim
çekip gitmeliydim,
Çekip gitmeliydim!

Ekvatora kırk derece eğriydim
Yazları kurak, kışları kederliydim,
Yer yer parçalıydım,
Bulutluydum,
Nemliydim!
Seni bu iklime hapsedemezdim!
İşte bu yüzden
Gitmeliydim,
Gitmeliydim!
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:36:14 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #5 : Eylül 13, 2009, 21:25:53 ös »
Yine Kaldım Okulda

Akşam oldu yine,
Aklıma gelmedin dün gibi
Düşünmesin sen hiç beni
Asla bitmek bilmedin be okul.

Hayallim, arzularım vardı.
Yaşama hevesim vardı.
Hayattan beklentilerim vardı.
Asla bitmek bilmedin gitti be okul.

Saatler geçiyor, akıyor zaman
Yaralarım bitmiyor, acım dinmiyor sanki
Yaşamım tükeniyor tükeniyor galiba
Asla bitmek bilmedin gitti be okul.

Artık yokum yanında
Yalnız kaldın bu fani dünyada
Suç benim değil, senindi
Yine kaldım okulda..
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:36:43 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #6 : Eylül 13, 2009, 21:26:38 ös »
Atiyi Karanlık Görerek Azmi Bırakmak

Âtiyi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!
His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âtiyi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı elinden atarak ye'se yapıştın!
Karşında ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.
Âlemde ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
Varken, hani herkes gibi azminde sebâtın?
Ye's öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümîde sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yûs olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Lânetleme bir ukde-i hâtır ki: çözülmez...
En korkulu câni gibi ye'sin yüzü gülmez!
Mâdâm ki alçaklığı bir, ye's ile sirkin;
Mâdâm ki ondan daha mel'un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,
Nevmid olarak rahmet-i mev'ûd-u Hudâ'dan,
Hüsrâna rıza verme... Çalış... Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evlâdını yakma!

Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Sesler de: 'Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş! '
Lâkin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da demiyor bir tarafından!
Sâhipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryâdı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd ile kurtulması me'mûl ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş bitti... Sebâtın sonu yoktur! ' deme, yılma.
Ey millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma.



14 Mart 1913
 
Mehmet Akif Ersoy
 
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:37:11 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #7 : Eylül 13, 2009, 21:27:38 ös »
Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdâdıma saldırdı mı, hattâ boğarım!..
- Boğamazsın ki!
- Hiç olmazsa yanımdan koğarım.
Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam;
Hele hak nâmına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir âşıkım istiklâle,
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lâle!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar tâ ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırma da geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticâın şu sizin lehçede ma'nâsı bu mu?


Mehmet Akif Ersoy  |     
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:37:43 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #8 : Eylül 13, 2009, 21:28:21 ös »
BEKLENEN


Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti  istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?



    Necip Fazıl KISAKÜREK
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:38:34 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #9 : Eylül 13, 2009, 21:28:44 ös »
Allahın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!
Avlanır kim sana atarsa kement,
Ezel kuşatılmaz, çevrilmez ebet.
Allahın seçtiği kurtulmuş millet!
Güneşten başını göklere yükselt!
Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.
Nur yolu izinden git, KILAVUZ'un!
Fethine çık, doğru, güzel, sonsuzun!

Yürü altın nesli, o tunç Oğuz'un!
Adet küçük, zaman çabuk, yol uzun.




Necip Fazıl Kısakürek
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:39:13 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: e-Book Arşivi !
« Yanıtla #10 : Eylül 13, 2009, 21:30:01 ös »
SERENAD

Yeşil pencerenden bir gül at bana
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana.
Tozlu yollardan geçtiğim uzak
iklimden şarkılar getirdim sana.

Şeffaf damlalarla titreyen ağır
Goncanın altında bükülmüş her sak;
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin yasemin, karanfil, zambak...

Bir kuş sesi gelir dudaklarından
Gözlerin gönlümde açar nergisler,
Düşen bin öpüştür yanaklarından
Mor akasyalarla ürperen seher.

Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıklarla dolacak kalbimin içi..
Geçiyorum mevsim gibi kapından,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.


Ahmet Muhip DIRANAS
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:39:44 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #11 : Eylül 13, 2009, 21:30:48 ös »
Lâkin, hani bir nefhası yok sende ümîdin!

"Ölmüş"mü dedin?Ah onu öldürmeli miydin?

 

Hakkın ezeli fecri boğulmazdı, a zâlim,

Ferdâlanın artık göreceksin ki ne muzlim!

 

Onsuz yürürüm dersen, emîn ol ki yürünmez.

Yıllarca bakınsan, bir ufak lem'a görünmez.

 

Beyninde uğuldar durur emvâcı leyâlin;

Girdâba vurur alnını, koştukça hayâlin!

 

Hüsran sarar âfâkını, yırtıp geçemezsin.

Arkanda mı, karşında mı sâhil seçemezsin.

 

Ey, yolda kalan, yolcusu yeldâ-yı hayâtın!

Göklerde değil, yerde değil, sende necâtın:

 

Ölmüş dediğin rûhu alevlendiriver de,

Bir parça açılsın şu muhîtindeki perde.

 

Bir parça açılsın, diyorum, çünkü bunaldın;

Nevmîd olarak nûr-i ezelden donakaldın!

 

Ey, Hakk'a taparken şaşıran, kalb-i muvâhhid!

Bir sîne emelsiz yaşar ancak o da: Mülhid.

 

Birleşmesi kâbil mi ya tevhîd ile ye'sin

Hâşâ! Bunun imkânı yok elbette bilirsin.

 

Öyleyse neden boynunu bükmüş, duruyorsun?

Hiç merhametin yok mudur evlâdına olsun?

 

 

 

Doğduk, "Yaşamak yok size!" derlerdi beşikten;

Dünyâyı mezarlık bilerek indik eşikten!

 

Telkîn-i hayât etmedi aslâ bize bir ses;

Yurdun ezelî yasçısı baykuş gibi herkes,

 

Ye'sin bulanık rûhunu zerk etmeye baktı;

Mel'un aşı bir nesli uyuşturdu, bıraktı!

 

"Devlet batacak!" çığlığı beyninde öter de,

Millette bekâ hissi ezilmez mi ki? Nerde!

 

"Devlet batacak!" İşte bu öldürdü şebâbı;

Git yokla da bak var mı kımıldanmaya tâbı?

 

Âfâkına yüklense de binlerce mehâlik,

Batmazdı, hayır batmadı, hem batmıyacaktır;

 

Tek sen uluyan ye'si gebert, azmi uyandır:

Kâfi ona can vermeye bir nefha-i îman;

 

Davransın ümidîn; bu ne haybet, bu ne hırmân?

Mâzîdeki hicranları susturmaya başla;

 

Evlâdına sağlam bir emel mâyesi aşıla,

Allah(c.c.)'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol...

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.

İstanbul, 30 Teşrinievvel 1335 (1919)
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:40:15 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #12 : Eylül 13, 2009, 21:31:23 ös »
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:41:33 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #13 : Eylül 13, 2009, 21:32:03 ös »
Uykuların kaçar geceleri,
Bir türlü sabah olmayı bilmez,
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden uğultudur başlar kulaklarında,
Ne çarşaf halden anlar, ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık,
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın,
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine,
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu,
Şerefin, faziletin, iyiliğin güzelliğin.
Gün gelir de, sesini bir kerecik duymak için,
Vurursun başını soğuk, taş duvarlara,
Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın
Duyarsın.
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzeliğini
Boşuna geçip, giden yıllarına yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldi mi
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
Ama çaresiz
Ama yorgun
Ama bitkin
Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın

Bir gün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi
Ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden

Seni sevdiğimi bir gün anlarsın.

Ümit Yaşar Oğuzcan
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:42:00 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.

Çevrimdışı ays

  • Daimi Üye
  • İleti: 5908
  • Karma: 85
  • Sorry For Party Fucking
    • Profili Görüntüle
    • E-Posta
Ynt: Şiir Arşivi !
« Yanıtla #14 : Eylül 13, 2009, 21:32:35 ös »
Teselli


Kabullenmelerin telaşındayım şimdi,
Bildiğim vazgeçişleri..
Aşkın umudu dedikleri
Yatağında ölü bulundu,
Tek şahit çıplaktı üstelik..
Ve sen sınamak ister gibiydin
acılara bağışıklığımı..

Şarkılar öldü mutlu musun?
Anladım ki sevdanın zamanı kedere ayarlıymış,
Ve bi hayli yüksekmiş keşkelerin duvarları..
Ya boynundaki ihanet madalyası ?
Uzaktan geçen gemilere el sallamak düştü artık payıma..
Kefenler biçiyorum kendimce kendime..

Sevdamın kıblesi yanlış yöndeymiş meğer..
Bu pişmanlığın gururu bükükmüş biraz,
Acısı kalabalıkmış,adaleti yetimmiş meğer..
Uzun nehirlerde yıkamalıyım şimdi anıları,
Sancım en fakir karanlıklara bürünmeli..
Cesaretinin cüreti beni buruşturup atmadan.

Kaf dağı uzak değil biliyorum,
Sırf bu yüzden
Ağlamıyorum..
« Son Düzenleme: Eylül 13, 2009, 23:44:26 ös Gönderen: ice_men »
-yokum.